| Yani Alzheimer'ı önlemek ya da ertelemek için yapabileceğimiz birçok şey var. | TED | هناك الكثير من الأشياء التي يمكن أن نفعلها لنمنع أو نؤجل بداية الألزهايمر. |
| Diğer avukatın yapmadığı birçok şey var ve benim yapacağım. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لم يقم بها محاميك السابق و التي سأقوم بها أنا |
| Dünyada, Mars'ta sahip olamayacağımız sevdiğim birçok şey var. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة أحبها في الأرض والتي لن تكون موجودة على سطح المريخ. |
| Kendinle ilgili değiştirebileceğin birçok şey var, ama ayakkabı numaranı değiştiremezsin. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء تستطيعين تغييرها في نفسك لكن مقاس حذاءك ليس من ضمنها |
| Burada kötü etkilendiği birçok şey var, en kötüsü de sensin. | Open Subtitles | وكان لديها الكثير من التأثيرات السيئة هنا في Ukiah ، هل هو أسوأ. |
| Yapman gereken birçok şey var. Gayet iyi dans ediyorsun. | Open Subtitles | لديك الكثير من الأشياء الرائعة هنا |
| Ben gelmeden önce Carol'un yapmadığı birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لم تفعله كارول قبل ان آتي |
| Bunun önemli bir söylenti olduğunu anlıyoruz; çünkü yörüngesinde birçok şey var. Eğer bunu açacak olursak, söylentiyle ilgili farklı perspektifler elde edebiliriz. | TED | يمكنكم رؤية أن هذه قصة مهمة. هناك الكثير من الأشياء في مداره. اذا فتحنا هذه، نتلقى نظرات مختلفة حول هذه القصة. |
| Bu küçük kasabamızla ilgili bilmediğin birçok şey var. | Open Subtitles | تعلمين , هناك أشياء كثيرة لا تعرفينها عن بلدتنا الصغيرة. |
| Ancak bu düşünce naif, çünkü seçmemiz gereken birçok şey var. | TED | لكن هذه الفكرة ساذجة، لأن هناك العديد من الأمور التي علينا التصويت عليها. |
| - Amerika'da özlediğim birçok şey var. - Öyle mi? | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي أفتقدها في الولايات - حقاً؟ |
| Arkadaşları birbirine bağlayan birçok şey var... | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي تجمع الأصدقاء ببعضهم |
| Arkadaşları birbirine bağlayan birçok şey var... | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي تجمع الأصدقاء ببعضهم |
| Yaptığımdan pişmanlık duyduğum birçok şey var. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة فعلتها وأندم عليها. |
| Benim hakkımda bilmediğin birçok şey var. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة لا تعرفيها عني |
| İnsanın bilmemesi ya da görmemesi gereken birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء على الإنسان أن لا يراها أو يعلمها |
| Tatlım. Televizyon seyretmek dışında da yapabileceğimiz birçok şey var. | Open Subtitles | عزيزى , هناك الكثير من الاشياء |
| Merak etme, Marge. Orada yapabileceği birçok şey var. | Open Subtitles | هوّني عليك (مارج) ، لديها الكثير لتشغل وقتها هناك |
| Şuan endişelenmen gereken birçok şey var. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديك الكثير لتقلق حياله الآن. |
| Sana söylemediğim birçok şey var.. | Open Subtitles | هناك الكثير لم أخبركِ به بعد |