"bir çatal" - Translation from Turkish to Arabic

• شوكة

Bana yemek çubuğu ya da ince bir çatal lazım.
اعتقد انني احتاج الى عصا صينية او شوكة مناسبة لهذا

Eee, Susie, gerçekten bir çatal ve bıçak kullanmak istemiyorsun değil mi?
لذا، سوزي، كنت حقا لا ترغب في استخدام شوكة وسكين، أليس كذلك؟

Colorado'da tahta bir kutu aldım ve bu kutunun içine bir dolar banknotu, bir kalem ve bir çatal koydum.
أخذت صندوقا خشبيا، ودفنت دولارًا ورقيًا وقلماً و شوكة طعام داخل هذا الصندوق في كولورادو

Eğer kek yiyor olsaydınız, bir çatal koyar ve 180 derece çevirirdiniz böylece bunun yerine sağ yukarı tarafta olurdu.
إذا كنت ستتناول الكعك، من الأحسن وضع شوكة وتوجيهها 180 درجة بحيث تتجه إلى اليمين بالأعلى من الناحية اليسرى.

Yolun sonunda bir çatal olacak. Sola git.
يجب أن تكون هناك شوكة في الطّريق إتّجهْ يساراً

Bu lapadan zorla bir çatal daha yemektense birinin göt deliğini yalarım, daha iyi.
أفضل أن ألعق مؤخرة حلوة على الأكل بالقوة شوكة أخرى من تلك المادّة التافهةِ أسفل مريئِي

Saçma bir çatal kopyaladın diye Musa olduğunu sanmaya başladın.
قمتِ بطباعة شوكة لعينة، والآن تظنين نفسكِ موسى أو شيئا كهذا.

Çok güzel bir çatal yaptınız ve bunun bir parçası olduğum için minnettarım.
وقمتِ بصناعة شوكة جميلة، وأنا ممتنة للغاية لكوني جزءًا من ذلك.

Sanırım bana yemek çubuğu ya da çok, çok ince bir çatal lazım.
اعتقد انني احتاج الى عصا صينية او شوكة مناسبة لهذا

Eminim ki öyle bir şey olmaz. Kirli bir çatal sadece.
.طبعاً أنها ليست سوى شوكة قذرة

Ama biliyorum ki söyleyeceğim hiçbir şey, bu lokantada size pis, iğrenç, kokuşmuş bir çatal verdiğimiz gerçeğini değiştiremez.
و لكني أعلم بأن أي شيء أقوله ...لن يغير حقيقة بأن هذا المطعم أعطاك شوكة قذرة و عفنة

Denemiyor olsaydım şu an boynuna batırılmış bir çatal olurdu.
إن لم احاول، ستجد شوكة مغروزه برقبتها

Sende kocaman bir çatal yoktur, değil mi?
هل تحمل شوكة كبيرة من باب الصدفة؟

Pardon bir çatal alabilir miyim?
عفوا. هلا احضرت لي شوكة, ربما؟

- Tanya, teşekkür ederim. - bir çatal alayım.
اشكرك يلا تانيا احضري شوكة الان

Sistem bir çatal ile onun içine giren başka bir parça kullanılarak yapılmıştır.
إنه نظام إدخال شوكة بداخل قطعة

O da bir çatal değil. Bir yaba.
وتلك ليست شوكة أيضًا، إنه رمح ثلاثي

Gariptir, demin biri MacGyver'dan bahsetti. Ben onu çok severdim. Yedi yaşındayken, bir matkaba bir çatal bağlayıp anneme "Anne bak, ben Olive Garden'a gidiyorum" demiştim.
انه مضحك, شخص ما ذكر للتو ماكجايڨر, لأن ذلك كان، مثل، وأنا أحب ذلك، و عندما كنت في السابعة من عمري، قمت بتركيب شوكة طعام بالة حفر و قد كنت كـ "يا امي، انا ذاهب الى مزرعة الزيتون."

Başka bir çatal alabilir miyim?
هل تحضر لي شوكة أخرى؟

- Hatta bir çatal var.
هي شوكة في الخطّ.