| Kıçını sıkı tut göt herif, sana iyi bir çek yazacağım. | Open Subtitles | هل اعمل بدون مقابل فقط إجلس مكانك لدي شيك لأدفعه لك |
| Seyit Ali'ye danışmanlık hizmetine karşılık 475 000$'lık bir çek yazmış. | Open Subtitles | كتب شيك لسيد علي بمبلغ 475 الف دولار مقابل خدمات استشارية |
| Tüm hesaplarını izliyorlarmış ve görünüşe göre yüklü bir çek yazmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يراقبون كل حساباته ومن الواضح أنه كتب شيك كبير |
| Yarın, bana Süt Fonu'na 100 bin dolarlık bir çek göndermeyi hatırlat. | Open Subtitles | غداً، ذكريني بأن أرسل شيكاً بـ 100 الف دولار إلى صندوق التبرعات |
| Her şey durdurulsun. Bowling için bir çek yazdığımı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أوقف كل شيء ، لا أتذكر أنني كتبت شيكاً للبولينغ |
| bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor. | TED | بمجرد ما تكتب الشيك فورا تزيد القيمة 30 فى المائة. |
| Birkaç yeri arayacağım, bunun galasını yaparız ve okulunuza bir çek yazdırırız. | Open Subtitles | سأجري بعض الإتصالات و سنعرض هذا الفلم و سنحصل على شيك لمدرستكم |
| Ne yani, cebinde 1.35 milyon dolarlık bir çek yok mu? | Open Subtitles | إذا، لا يوجد لديك شيك بقيمة مليون وثلاثمائة ألف في جيبك؟ |
| bir çek yazmaktan başka ne yapabiliriz? | TED | غير كتابة شيك فقط ، ماذا بإمكاننا فعله ؟ |
| veya bir çek yazıp özellikle temsil edilmeyen bir kadın yönetmenin filmine sponsor olmak anlamına gelebilir. | TED | أو قد يكون كتابة شيك وتمويل فيلم، ولاسيما من جانب مخرجة من خلفية ناقصة التمثيل. |
| Merhaba benim eski damadım. Sana 100.000 dolarlık bir çek gönderdim. | Open Subtitles | مرحبا يا زوج ابنتى المحتمل السابق لقد ارسلت لك شيك بقيمة 100.000 دولار |
| 20.000 dolarlık bir çek olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شيك بالداخل بعشرون ألف جنيه |
| Tasdik edilmiş bir çek, bir kiralık kasa anahtarı ya da bagaj fişi. | Open Subtitles | أو شيك موثق فى خزنة للإيداع , حقيبة إيداع |
| Sana bir çek yazsam ve tanıştığımızı unutsan buna ne dersin? | Open Subtitles | ماذ إن كتبت لك شيكاً الآن وننسي أننا قد تقابلنا ؟ |
| Anlamıyorum. Ambulans ve diğer şeyler için size bir çek verdik zaten. | Open Subtitles | لا أفهم هذا ، لقد أعطيناكِ .. شيكاً يغطّي تكاليف سيّارة الإسعاف |
| Hem bütçemizi dengeler, hem de vatandaşlarımıza kocaman bir çek veririz. | Open Subtitles | سيكون ذلك كافياً لمعادلة الميزانيّة و إعطاء كلّ مواطن شيكاً كبيراً |
| Bay Simpson, sizi temin ederim ki bu çek ödenebilir bir çek değil. | Open Subtitles | سيد سيمبسون, استطيع ان اؤكد لسيادتك, هذا الشيك الخاص بك غير قابل للتفاوض |
| Bana 100.000 dolarlık bir çek ver, 300.000 dolar da nakit. | Open Subtitles | أعطنى شيكا ً ب 100,000 دولار زائد على ذلك 300 دولار |
| Şu anda sana 20 bin dolarlık bir çek yazacağım. | Open Subtitles | سأحرر لكَ صكاً الأن، بقيمة 20 ألف دولار. |
| Tamam. Üç yıl ve 50 milyon ceza. Hepsine lanet bir çek yazmış. | Open Subtitles | حصل على ثلاث سنوات وغرامة خمسون مليون دولار , وكتب لهم شيكات بذلك |
| Sana yeni bir başlangıç ve yüklü bir çek öneriyorum. | Open Subtitles | انا اعرض عليك بدايه جديده وشيك بمبلغ كبير |
| bir çek işimi görür. | Open Subtitles | مراقبة الشركةِ تَعمَلُ فقط غرامة. |
| Şimdi size 22 Ocak 2007 tarihli iptal edilmiş bir çek gösteriyorum. | Open Subtitles | و الآن ، سأريك صكّا مَلغيّا مؤرّخا في 22 من يناير 2007 |
| bir çek vatandaşını tehdit ettiğinize dair duyum aldık. | Open Subtitles | نحن نتفهم بأن لديك تهديدات ضد المجتمع التشيكي |
| Bu da demek oluyor ki düşündüğümüzden 200'de 1 daha az iğrençsin. Önümüzdeki iki saat içerisinde bir çek süper modeli ayartacağım. | Open Subtitles | ـ هذا يعني أنك اقل تقززاً مما حسبناك ـ أنا سوف أغوي عارضة تشيكية خلال ساعتين |
| Sakin söyleme! Tatli, gri saçli annesine her hafta bir çek gönderiyor! | Open Subtitles | إنه يرسل حوالة نقدية إلى والدته ذو الشعر الرمادي |
| Müvekkilim banka memurundan, kasada onu bekleyen bir çek olduğuna dair telefon almış. | Open Subtitles | عميلتي جائها اتصال من مكتب البنك ليخبرها ان هناك شيك مصرفي ينتظرها |