"bir örneği" - Translation from Turkish to Arabic

    • مثال على
        
    • عينة من
        
    • مثال عن
        
    • مثالًا
        
    • وهذا مثال
        
    • هو مثال
        
    • مثالا
        
    • مجرد مثال
        
    • من مثال
        
    • هناك سابقة
        
    • إنه مثال
        
    • مثال رائع
        
    • مثال واحد
        
    • هذا مثال
        
    • هناك مثال
        
    Bu sadece neden araştırma tabanlı merakın desteğine ihtiyacımız olduğunun bir örneği. TED إنه فقط مثال على لماذا نحتاج أن ندعم البحوث المبنية على الفضول.
    Paradoksal olarak, ahlaki uyumsuzluğun bir örneği olarak, benzer bilgileri paylaşan gruptu. TED بشكل متناقض، لقد كانت المجموعة التي أدخلت معلومات مماثلة، إنه مثال على عدم الانسجام الأخلاقي.
    DNA'dan bir örneği şırıngayla ona merdivende, kanepede ve balkonda enjekte ettim. Open Subtitles وضعت عينة من حمضي النووي في حقنة وحقنتها على الدرج وعلى الأريكة والشرفة
    Sağlam sevgiden bahsetmişken Katelyn Ohashi bunun harika bir örneği. TED بالحديث عن الحب الصارم، كاتلين أوهاشي خير مثال عن هذا.
    Başkalarının tanıklık etmesi için, faziletlerinin yaşayan bir örneği olmak istiyorum. Open Subtitles عسى أن أكون مثالًا حيًّا عن ذوي النعمة ليشهد ويعتبر الآخرون.
    bir örneği de Etiyopya'daki Mavi Nil'de çalıştığım bir proje. TED وهذا مثال لذلك: هذا مشروع عملت فيه في النيل الأزرق في إثيوبيا.
    "Blog"lar, kitlesel amatörleşmenin klasik bir örneği. TED التدوين على الإنترنت هو مثال تقليدي على النضج الشامل.
    Ama galiba sosyal medya her şeyi değiştirdi, Sanıyorum Trump, Twitter'ın her şeyi kökten değiştirmesinin bir örneği. TED ولكن منصات التواصل الإجتماعي قد غيرت من كل شيء، وأعتقد أن ترامب يعد مثالا لكيف أن تويتر يغير كل شيء قطعا.
    İşte bu da size ülkemizdeki tarihi ve sistematik ırkçılığın etkilerinin somut bir örneği. TED وهذا مجرد مثال ملموس للتأثيرات الخبيثة العنصرية التاريخية والنظامية في بلدنا.
    Dünya mimarisinin ne harika bir örneği. Open Subtitles ياله من مثال مذهل للعماره الارضيه.
    İnsanların bana sıklıkla sorduğu bir soru şudur: Bu insanların hayvanları çıldırtıyor olmasının bir örneği midir? TED أحد أكثر الأسئلة المطروحة عليّ: هل هذا مثال على أن البشر يقودون الحيوانات للجنون؟
    bunun bir örneği her çocuğa bir dizüstü olmuştur. TED مثال على ذلك كان مبادرة جهاز حاسب محمول لكل طفل.
    Bence bunun harika bir örneği Etiyopya'nın yeni sağlık programı. TED أعتقد أن أعظم مثال على هذا هو نظام التوسعة الصحية الجديد في أثيوبيا.
    Kimyasalın bir örneği lazım. Open Subtitles نحن بحاجة إلى عينة من المواد الكيميائية.
    Organizmadan bir örneği analiz ettim. Nasıl çalıştığını biliyorum. Open Subtitles لقد حللت عينة من الكائن أعلم كيف يعمل
    Bu frengi türünün bir örneği dört hafta önce Lubov Tıbbi Ürünler'e yollanmış. Open Subtitles عينة من ذلك الزهري المنقرض، أرسلت قبل أربعة أسابيع إلى شركة (لوبوف) الصيدلانية.
    Anlaşılan o ki bu yakıtlar ve teknolojiler var ve bu da onun bir örneği. TED لذا اتضح أن هذه الأنواع من الوقود والتكنولوجيا موجودة، وإليكم مثال عن هذا.
    Ayrıca insanların bilgiye erişip bir şeyler yapıp toplumlarını etkilemeleri ve video bunun bir örneği. TED وهذا يعني أيضا كيف يمكن للناس أن يصلو ويقوموا بأشياء قد تؤثر على مجتمعاتهم. وهذا مثال عن ذلك.
    Düşünme şeklimizi değiştiren yeni bir örneği sizinle paylaşayım. TED دعوني أريكم مثالًا حديثًا عما غيّر طريقة تفكيرنا.
    İşte bu bahsettiğim, doğruya karşı beslenen suizanın bir örneği. TED هذا هو مثال عن سوء النية اتجاه الحقيقة التي أتحدث عنها.
    Bu gecenin, sizin kuşakla, bizim kuşak arasındaki dostluğun, güzel bir örneği olması dileğiyle. Open Subtitles 32,033 لتكن هذه الليلة مثالا للصداقة بين جيلكم وجيلنا
    Bu, ışık kirliliğinin bütün bir ekosistem üzerinde nasıl bir domino etkisi yaratabileceğinin küçük, basit bir örneği. TED هذا مجرد مثال واحد صغير وبسيط في، كيف يمكن للتلوث الضوئي إطلاق عنان التأثير المتواصل على النظام البيئي ككل.
    - Vandalizm suçunun ne kadar güçlü bir örneği. Open Subtitles يا له من مثال قوي لجريمة التخريب
    - Bilimsel bir örneği olmadığı için. Open Subtitles أنه ليس هناك سابقة العلمية.
    Bu video görünmezi görünür kılmanın başlıca bir örneği. TED هذا الفيديو مثال رائع لجعل غير المرئي مرئي
    İşte, iş ve eğlenceyi birbirine karıştırmamak gerektiğinin bir örneği daha... Open Subtitles هذا مثال آخر أنّه لا يجب عليك خلط العمل مع المتعة.
    Son on yılda bunun çok üzücü bir örneği yaşandı. TED كان هناك مثال حزين على هذا الأمر في العقد الماضي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more