| Beni dinle. Şu ana dek yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | اسمعني ، إلى الآن أنت لم تفعل أي شيء خاطئ |
| - Ellen... Bütün işi o yaptı ve sen hiç bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لقد صممت قالب حلوى بأكمله، وأنت لم تفعل أي شيء |
| Evet sana tuhaf davrandığını söyledim ama bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أجل، أخبرتك أنّها كانت تتصرف بغرابة، لكنّك لم تفعل شيئاً. |
| Bu senin suçun değil. Sen yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ليس خطؤك . أنت لم تفعلي أي شيء خطأ |
| Resmî olarak, yanlış bir şey yapmadın ama bu konuda ne hissettiğin o, tamamen farklı bir mevzu. | Open Subtitles | الآن , رسميّاً أنت لم تفعل أيّ شيء يُدينكَ. ما شعوركَ حيال ذلك أليس الوضع مُختلف تماماً؟ |
| Baki sen yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أسمعي , أنت لم تفعلي أي شئ خطأ |
| - Karan hiç bir şey yapmadın, sen sadece bana mutluluk verdin. | Open Subtitles | بالحقيقة لم تفعل شيء لقد منحتني السعادة فقط |
| Kıskanıyorsun çünkü asla kral seçilmeyi lâyık edecek bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أنت فقط تغار لأنك لم تفعل أي شيء يستحق أن يختاروك من أجله كملك |
| Sen bir şey yapmadın. Öyle biri değilsin. | Open Subtitles | أنت لم تفعل أي شيء أنت لست من تلك النوعية |
| Yanlış bir şey yapmadın. Biz gerekeni yaptık. | Open Subtitles | أنت لم تفعل أي شيء خاطئ، حسنا؟ |
| bir şey yapmadın sen o sadece senin mekanındaydı. | Open Subtitles | أنت لم تفعل شيئاً. لقد كانت فقط في منزلك. أنت لم تفعل شيئاً, أليس كذلك؟ |
| Kafatasımı parçalaman gerekti ama sen bir şey yapmadın. | Open Subtitles | كان يمكنك أن تحطم جمجمتي لكنك لم تفعل شيئاً |
| Bana bir şey yapmadın. Kendin için yaptın. | Open Subtitles | لم تفعلي أي شيء من اجلي فعلتي ذلك من أجلك أنتِ |
| Beni davet ederek yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أنتي فعلاً لم تفعلي أي شيء خاطئ بقيامك بدعوتي الليلة الماضية |
| Yok be, sikerler. Kimliğini vermek zorunda değilsin. - Yanlış bir şey yapmadın ki. | Open Subtitles | لا، لا، تبًا لهذا، لا يجب أن تعطيه هويتك لأنّك لم تفعل أيّ شيء خاطئ. |
| Sen yanlış bir şey yapmadın. Senin suçun değildi. | Open Subtitles | أنتِ لم تفعلي أي شئ خاطئ |
| - Kimin için? Kendin için mi? Beni cehenneme atmaktan başka bir şey yapmadın, nedenini bilmeliyim. | Open Subtitles | بالنسبة لك، لم تفعل شيء إلا رميك لي في ذاك الجحيم،و أريد أن أعرف لماذا |
| Yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لم تفعل أمرًا خاطئًا. |
| Ama henüz bu konuda bir şey yapmadın. | Open Subtitles | كنت غير سعيد ثم بعد ذلك انت لم تفعل اي شيء |
| Silahlı bir işgalciyi vurunca durum karmaşıklaşır ama yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | إذا أطلقت النار على دخيل مُسلح , فسيكون هذا أمر غير سار لكنك لم تقم بأي شيء خاطئ |
| Yani buraya gelip zamanımı harcamaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لذلك أنت لم تفعل شيئا هنا ما عدا تضيع وقتي. |
| Babamı biliyordun ama bir şey yapmadın. Hayır! Bilmiyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت تعرفين أمي كنت تعرفين بشأن أبي و لم تفعلي شيئا |
| Tekrar terapiye döndüğümden beri beni yargılamaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لم تفعلي شيئاً إلا انتقادي منذ اللحظة التي عدتُ فيها إلى العلاج |
| Sorun yok, tatlım, sen yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | كل شئ بخير,عزيزتي,أنتِ لم ترتكبي أي خطا |
| - Sen yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | النقطة، المجلس الطبي يعتقد أنها فعلت شيئا خاطئا، |
| Yanlış bir şey yapmadın ve sen muhteşem bir çocuksun. Burayı gerçekten sevmiştim. | Open Subtitles | أنت ما عَمِلتَ أيّ شئَ خاطئَ وأنت a طفل عظيم. |