| Babanız dün gece, yapmaması gereken bir şey yaptı. | Open Subtitles | حسنا والدكم فعل شيئا الليلة الماضية لم يكن يجدر به فعله |
| Belki alnına bir şey yaptı ve... delilleri yok etmek için alkolle sildi. | Open Subtitles | ربما فعل شيئا لجبهتها و استخدم مسحة الكحول ليزيل الدليل |
| Sadece görmekle kalmadı, bir şey yaptı dedi büyük annem. | TED | لم يكتفِ بالنظر وحسب، بل فعل شيئاً حيال الأمر، قالت جدتي. |
| On yedi yıl önce, bu aileyi neredeyse çekirdeğine kadar mahvedicek bir şey yaptı. | Open Subtitles | منذ 17 عاماً فعل شيئاً كاد يودي بهذه العائلة إلى الحضيض |
| Son zamanlarda ondan beklenmeyecek bir şey yaptı mı? | Open Subtitles | هل قامت بأي شيء مختلف مؤخراً هل فعلت شيئاً خارج شخصيتها ؟ |
| Sanırım Holly, Alison'a bir şey yaptı. Bunu dinlediğinde beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد أن هولي فعلت شيئا لأليسون، حتى مجرد دعوة لي بعد الحصول على هذا، حسنا؟ |
| - Yürürken durakladı mı? Veya sıradışı herhangi bir şey yaptı mı? | Open Subtitles | هل توقف خلال مروره أو فعل شئ غير اعتيادي ؟ |
| Ama iğrenç bir şey yaptı. O herif, nefret ettiğim her şeyi temsil ediyor. | Open Subtitles | لقد قام بشيء حقير وفعل كل الأشياء التي أكرهها |
| - Bobo ona bir şey yaptı. - Kız arkadaşımı vurdu! | Open Subtitles | بوبو فعل شيئا بها لقد أطلقت النار على خليلتي |
| Geçen akşam çılgın bir şey yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل شيئا مجنونا الليلة الماضية |
| Hayır. Bana bir şey yaptı, Nan. | Open Subtitles | لا ، لقد فعل شيئا ما بي يا نان |
| Biri bir şey yaptı, o yüzden bizi buraya kilitlediler. | Open Subtitles | شخص ما فعل شيئا ولذلك السبب نحن هنا... محتجزون |
| Ona bir şey yaptı, biliyorum. | Open Subtitles | لقد فعل شيئا لها , أنا أعلم لك. |
| 17 yıl önce öyle bir şey yaptı ki... az kalsın ailemizi mahvediyordu. | Open Subtitles | منذ 17 عاماً فعل شيئاً كاد يودي بهذه العائلة إلى الحضيض |
| Bu iş leş gibi kokuyor, Yüzbaşı. Birileri bir şey yaptı. | Open Subtitles | أيها الكابتن إن هذا الشيء رائحته واضحة هذا يعني أن أحداً ما قد فعل شيئاً ما هنا |
| Ben baygın yatarken, belki de adamlarından biri bana bir şey yaptı. | Open Subtitles | عندما كنت فاقدة الوعي، ربما أحد رجاله فعل شيئاً لي |
| Yapamam! Kraliçe! Bana bir şey yaptı. | Open Subtitles | لا أستطيع، إنّها الملكة لقد فعلت شيئاً ما |
| O, bizim toplumumuzda ağza alınmayacak bir şey yaptı. | Open Subtitles | فعلت شيئاً يعتبر فى مجتمعنا شنيعاً |
| O, bizim toplumumuzda ağza alınmayacak bir şey yaptı. | Open Subtitles | فعلت شيئاً يعتبر فى مجتمعنا شنيعاً |
| Fakat yetkililer onun peşinde çünkü kötü bir şey yaptı. | Open Subtitles | ولكن السلطات تسعى خلفها لأنها فعلت شيئا سيئا |
| Geçen yıl kardeşim kötü bir şey yaptı ve annemle babam bunu örtbas etti. | Open Subtitles | السنة الماضية أخي فعل شئ سيئاً ووالدي قاموا بالتستر على ذلك |
| Ama sonra ilginç bir şey yaptı. Kurbanın dalağını aldı. | Open Subtitles | ثم قام بشيء مثير للإهتمام أخذ طحال الضحية |
| Orada birisi onu onurlandırmamı gerektiren bir şey yaptı. | Open Subtitles | أحدهم هناك فعل أمراً لأجلي أتشرف به |
| Tarihsel bir şekilde,kesin olarak ilk programcıdır diyemeyiz aslında, o daha şaşırtıcı bir şey yaptı. | TED | وتاريخيا، ليس دقيقا بالكامل أنها أول من برمج، وفي الواقع، لقد قامت بشيء أكثر إذهالا. |
| Kortizon bir şey yaptı ama ne yaptığını bilmiyorum. | Open Subtitles | الستيرويد هذا أحدث شيئاً إنني فقط لا أعرف ما هو |
| Yalan söylemekten çok daha kötü bir şey yaptı. | Open Subtitles | وفعل شيئاً أسوء بكثير من الكذب |
| Ama geçen hafta çok sıra dışı bir şey yaptı. | Open Subtitles | لكن في الاسبوع الماضي لقد قام بفعل شيء غير المعتاد |
| Ve şüphelinin dikkatini de çekecek bir şey yaptı. | Open Subtitles | وأنت تَعْرفُ هو عَمِلَ شيءاً للتَأْكيد أصبحَ الغير ثانويَ الإنتباه. |
| Karım aptalca bir şey yaptı. | Open Subtitles | انها زوجتي... قد ارتكبت شيئاً أحمقاً |