| Sınırsız mükemmelliğin kökünde insan dışı bir şeyler olduğunu ne zaman anlayacağız? | TED | متى سنقدر أن هناك شيء قاسٍ للغاية بالكمالية التي لا حدود لها؟ |
| Her zaman onunla ilgili tuhaf bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف دائما أن هناك شيء غريب عن ذلك المتأنق. |
| Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
| Sende özel bir şeyler olduğunu ve değer verilmeye layık bir insan olduğunu düşünmüştüm ancak sen sıradan bir fahişeden başka hiçbir şey değilsin. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك شئ محترم يستحق التكريم لكن انت مجرد عاهره عامية |
| Sanırım sebebi şu; çünkü hepimiz oralarda bir şeyler olduğunu hissediyoruz. | TED | والآن أعتقد أن السبب هو آننا جميعاً نشعر أن هناك شيئاً ما يحدث هناك. |
| İşe başladığın ilk günden beri, sende bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أتعلم؟ أيقنتُ بوجود أمر مريب بشأنك مذ أوّل يوم شرعت بالعمل به هنا |
| Hafta sonundaki golf turnuvasına katılmazsam insanlar bir şeyler olduğunu öğrenecektir. | Open Subtitles | أجل إذا لم ألعب في مسابقة الغولف نهاية هذا الأسبوع سيعلم الناس أن هناك خطب ما |
| Eğer gardiyanlar beni seninle görürse, bir şeyler olduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | إن شاهدني الحراس معك قد يعتقدون أن هناك شيء ما |
| Bugün, havuzun kenarında yürürken yüzeyin altında ters giden bir şeyler olduğunu haber veren kız ben oluyorum. | TED | اليوم، أستطيع أن أكون تلك الفتاة التي تمشي قرب المسبح لأقوم بالإنذار أن هناك شيء يحدث تحت السطح. |
| Saçma olduğunu biliyorum ama hâlâ babasıyla arasında bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ، أعلم بأنه سخيف نوعاً ما لكن يبدو كما لو أن هناك شيء لا يزال بينه وبين والده |
| Bize tretonin hakkında bilmemiz gereken bir şeyler olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلتي أن هناك شيء لابد أن نعرفه عن ال"تريتونين"َ |
| Onlarda bir şeyler olduğunu kanıtlamak için yıllarca uğraştın değil mi? | Open Subtitles | لقد أنفقت الكثير من السنين في محاولة إثبات أن هناك شيء هناك? |
| Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
| bir şeyler olduğunu biliyorum, ama bu hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | أعتقد أن شيئاً ما حدث , لكن ذلك لم يعد مفهوما. |
| Sende tuhaf bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | حسنا اعلم ان هناك شئ غير اعتيادي بالنسبه لك |
| Sende özel bir şeyler olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | انا عرفت دائما ان هناك شئ خاص بك |
| Larry'de tehlikeli bir şeyler olduğunu biliyordu. Ben anlayamadım. | Open Subtitles | كانت ترى أن هناك شيئاً خطيراً بشأن لارى ولم أر أنا ذلك |
| bir şeyler olduğunu biliyordun. Sadece inanmaya hazır değildin. | Open Subtitles | لقد كنت تعلم أن هناك شيئاً ما خطأ لكنك لم تكن مُستعداً لتصدق |
| Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissetmiştim. Tutarsızlığı fark etmiştim. | Open Subtitles | لقد أحسست بوجود أمر مريب لم تكن الأمور تتوافق. |
| O herifte yanlış bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أن هناك خطب ما بهذا الشخص |
| Zaten bu yüzden ters giden bir şeyler olduğunu anlar anlamaz sana kanıtı getirdim. | Open Subtitles | لذا سرعان ما عملتُ أنّ هناك شيء مُريب يجري، أحضرتُ لك الدليل. |
| Ülkede herkes bizi terk ettiğini düşünüyordu ama Sokrates ve ben hep bir şeyler olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | الجميع بالوطن اعتقد بانك تخليت عنا لكن سقراط وانا , عرفنا ان شيء ما جرى |
| Yeong Eun kafasına takılan bir şeyler olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يونغ اين قالت بأنه هنالك شئ يشغل بالها |
| Sana burada garip bir şeyler olduğunu söylemiştim hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر قولي لكَ بأنّ أمراً غريباً يحصل ؟ |
| Lütfen gerçekten üstünde çalışa bilecek bir şeyler olduğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءً قُل لي بأنه لديكَ شيئٌ حقيقي للتحدث عنه. |
| Beachwood'daki bir restoran erkenden kapatıldığında insanlar ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlar. | Open Subtitles | الجيران اصبحوا يعلمون بوجود شيء خاطئ عندما اغلق مطعم محلي في بيتشوود باكرا |