| Onları ceketinde bulunca benden bir şeyler sakladığı fikrine kapıldınız. | Open Subtitles | وجدته في سترته فظننت أنه يخفي شيئاً عني |
| Bay Connolly'nin bir şeyler sakladığı. | Open Subtitles | هو أنّ السيّد كونولي يخفي شيئاً. |
| Ama bir şeyler sakladığı ortada. | Open Subtitles | من الواضح أنهُ يخفي شيئاً |
| Eyalet cinayet masasının bir şeyler sakladığı belli. | Open Subtitles | من الواضح أن دائرة التحقيقات تخفي شيئاً |
| - Bilmiyorum ama bir şeyler sakladığı belli. | Open Subtitles | لا أعلم لكن واضح أنها تخفي شيئاً |
| Benden bir şeyler sakladığı için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أخشى أنّها تخفي شيئاً عنّي. |
| - Bu da bir şeyler sakladığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | -أي أنّها حتماً تخفي شيئاً |