| Eğer hep etrafımda beni korumaya başlarsan, kesinlikle bir şeylerin olduğunu anlar. | Open Subtitles | لو بدأت بحراستي طيلة الوقت هو سيعرف بالتأكيد أن هناك شيئا ما |
| Haydi, biraz dolaşalım. bir şeylerin peşindeymişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | تعالي، سنذهب رحلة بالسيارة. يبدو أنك اقتربت من الوصول لشيء ما. |
| Annesini hatırlamak için çok küçüktü, ama hep bir şeylerin eksik olduğunun farkındaydı. | Open Subtitles | فقد كان صغيراً ليتذكر والدته ولكنه دوماً ما علم أن هناك شئ مفقود |
| Abin kadar çok yaşamış olsaydın, senin de bir şeylerin olurdu. | Open Subtitles | لو أنك عشت مثل أخيك الأكبر ستحصل علي الكثير من الأشياء |
| Yani bizim keşif uçağımız, şu anda 40 yıl önce yok olması gereken bir şeylerin resmini çekiyor. | Open Subtitles | طائراتنا الإستطلاعية إلتقطت صور لشئ لم يعد موجوداً منذ أكثر من 40 سنة |
| Benny'nin o gün parçaladığı topun inanılmaz bir şeylerin olacağına... işaret ettiğini düşünmüştük. | Open Subtitles | لقد أعتقدنا ان الكرة التى دمرها بينى كانت تعنى أن هناك شىء ما سيحدث |
| O isimsiz ihbar hakkında bir şeylerin yanlış olduğunu anlamalıydım. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هناك شيئاً مريباً بشأن ذلك المتصل مجهول |
| Fakat gerçek şu ki, insanlar internette bir şeylerin aksamasından, ve router kartının çalışmamasından dolayi uçamadı. | TED | لكن في الواقع أن الناس لم يتمكنوا من الاقلاع لأن شيئا ما كان يسير بشكل خاطئ على الإنترنت، وكرت التوجيه كان متعطّلاً. |
| bir şeylerin döndüğünü düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كنت بدأت أعتقد أن ربما شيئا ما كان يجري. |
| bir şeylerin kısaltılmışı mı, yoksa sadece lâkap mı? | Open Subtitles | أهذا اختصار لشيء ما أم هو مجرد اسم مستعار؟ |
| Benim ülkem aklını kaçırdı ve bir şeylerin değişmesi lazım. | Open Subtitles | لقد فقدت بلادي صوابها وينبغي لشيء ما أن يتغير |
| Ve uyku tutmamış, çünkü bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | و لم يأخذك النوم لأنك تعرف أن هناك شئ خاطئ |
| Giderek daha çok bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyorum. | Open Subtitles | وكلما تعمقت فى الأمر , اشعر ان هناك شئ خطأ |
| bir şeylerin kaybolduğunu söylemekten vazgeç yoksa çalışmak için üstüne biz para ödeyeceğiz. | Open Subtitles | إما أن تتوقفي عن إخبارها بضياع الأشياء وإلا سندفع لها لكي نعمل عندها |
| Bir büyü ile bir şeylerin olmasını veya iyileşmesini sağlamak demek istiyorum. | Open Subtitles | لو يمكنكِ فقط جعل الأشياء تحصل, أو جعلهم أفضل فقط بعمل تعويذة؟ |
| Yani o bir şeylerin peşinde olduğundan şüpheleniyor sen de seni bir şahin gibi izlediğinin farkındasın. | Open Subtitles | اذا انه يشك انك تجهز لشئ وانت تعلم انه يراقبك |
| Buraya geldiğim andan beri burada bir şeylerin yolunda olmadığının farkındayım. | Open Subtitles | ،منذ أن أتيت إلى هنا وأنا أشعر بأن هناك شىء ما خطأ |
| Hayır, fakat kesinlikle sinirli ve saldırgandı belli ki bir şeylerin doğru olmadığının farkına varıyor. | Open Subtitles | لا ولكنها كانت غاضبة وعدائية وقد بدأت تشك بأن هناك شىء غير عادى |
| Ve bende eve döndüğünüzde kurtarılacak bir şeylerin olmasını sağlayayım. | Open Subtitles | وأنا سأتأكد أن هناك شيئاً باقي لإنقاذه عندما تعودين للوطن |
| bir şeylerin... bir şeylerin eksik olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت لقد عرفت أن ثمة شيء ما مفقود |
| Ama o bir şeylerin yolunda olmadığını sezerdi. Bense reddederdim. | Open Subtitles | فتحسّ بأنّ هنالك خطبًا ما فتسألني عنه، وبدوري أعمد إلى النّكران |
| Tek bildiğim, içgüdülerim bana bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه أن حدسي يخبرني أنّ هناك خطب ما |
| Bir şeyler dönüyor. bir şeylerin döndüğü muhakkak. | Open Subtitles | يتمّ التحضير لأمر ما يتمّ حتماً التحضير لأمر ما |
| Evet bahsetmediğini biliyorum ama bir şeylerin peşinde. | Open Subtitles | أجل ، أعرف ذلك ، ولكنه ذكر قد يريد أن يحصل على شيء ما |
| - Aferin, aferin. bir şeylerin parçası olma fikri hoşuma gidiyordu. Aslında dünyayı daha güvenli bir yer haline getirme fikri. | Open Subtitles | أعجبتني فكرةُ أن أكون جزءاً من شيءٍ ما حاولتُ في الواقع أن أجعل العالم أكثر أماناً |