| Sosyal bir ağı sanaldan gerçeğe çevirdiler ve aslında 21. yüzyılı yeniden başlattılar. | TED | والناس حولوا شبكة اجتماعية من شيء افتراضي الى شيء فعلي وهكذا أعادوا تشغيل القرن الحادي والعشرين. |
| Bazı insanların çok zengin bir ağı var, o kadar geniş bir ağ ki her geçen gün bir şeyler öğreniyorlar. | TED | بعض الناس لديهم شبكة غنية جدًا جدًا، لديهم مجتمع غني جدًا يتعلمون منه كل يوم. |
| Bu yerin kendine özgü kapalı bir ağı vardır ve dışarıdan erişemezsin. | Open Subtitles | لهذا المكان شبكة مغلقة فريدة من نوعها، لا يمكنكِ الوصول إليها من الخارج على الإطلاق |
| Ama yakından bakınca, ayaklarının altında, küçük patikalardan örülü bir ağı göreceksiniz... ve onları küçük yaratıklar yaptılar. | Open Subtitles | لكن انظروا عن قٌربٍ تحت أقدامها وبوسعكم رؤية شبكة من المسارات الدقيقة والمخلوقات الصغيرة التي أنشأتها |
| Dünya'nın her köşesine 73 uyduluk bir ağı kullanarak veri yayını sağlayabilmek için düşünülen eski bir telekom projesi. | Open Subtitles | إنه مشروع إتصالات قديم لتوفير التغطية لنقل البيانات لكل زاوية على الكوكب من خلال شبكة تتكون من 73 قمر إصطناعي |
| Anlatmak istediğim böylesine geniş bir ağı silip atmayı umut edemezsiniz. | Open Subtitles | وهذه النقطة هي لا يمكن أن نأمل فقط أن نشمر شبكة كبيرة مثل هذه. |
| Görünen o ki, sıkıldığınız zaman, beyninizde "varsayılan mod" adında bir ağı yakıyorsunuz. | TED | اتضح أنه حينما تشعر بالملل، فإنك تشعل شبكة أعصاب في دماغك تُسمى "الوضع الافتراضي" |
| Sıradan bir ağı hacklemek gibi. | Open Subtitles | إنّها مثل إختراق أيّ شبكة أخرى. |
| Çoğunlukla Avrupa ve Orta Doğu giriş çıkışları ama böyle bir ağı, her yerle ilişkin olmadan organize edemezsin burası da dahil. | Open Subtitles | داخل وخارج (اوروبا) وفي الشرق الأوسط غالباً ولكن لا يمكن أن تبني شبكة كهذه من دون أن تملك صلات في كل مكان |
| Tekrar Dallas'tasın gizlice kurduğun bir ağı elinde tutarak Westgroup adına çalışıyorsun. | Open Subtitles | هذا ما هو الخطأ انت في دالاس مرة اخرى تعمل في "المجموعة الغربية"مع شبكة اعددتها سرّاً |
| En üstte solda, ilk proje bir gen ağı, ardından -- makinelerin, sunucuların -- IP adreslerinin ağı geliyor ve sonra, Facebook arkadaşlarının bir ağı var. | TED | وفي الجزء العلوي الأيسر، فإن المشروع الأول هو شبكة الجينات، تليه شبكة من عناوين IP -الآلات ،والخوادم - تليها شبكة من أصدقاء الفيسبوك. |
| Herhangi bir ağı, gerçek bir yapılandırması yok. | Open Subtitles | ليس لديه شبكة و لا منظمة. |
| Görünüşe göre Flora'nın da başka türlü bir ağı var. | Open Subtitles | يبدو أن (لورا) تعمل لدى شبكة من نوع مختلف |
| - Bankanın devasa bir ağı var. | Open Subtitles | المصرف يملك شبكة كبيرة |
| bir ağı hacklemek için işe alındık. | Open Subtitles | لقد وظفنا لنضرب شبكة |
| Ancak uluslararası elmas pazarını düşündüğümüzde Tory'nin daha geniş bir ağı oldu. | Open Subtitles | لكن نظراً للطبيعة الدوليّة لصناعة الألماس، طلبتُ من (توري) أن تُوسّع شبكة بحثها، |
| Bunlar için bir ağı var. | Open Subtitles | أقام شبكة منها |