| Aslında programımı iptal edemiyorum çünkü dün gece bir adamla tanıştım ve bugün onunla bruncha gideceğiz. | Open Subtitles | أتعلم؟ في الحقيقة لا أستطيع أنأخليجدولمواعيدي،لأنني.. قابلت رجلاً ليلة البارحة وسنتناول فطوراً متأخراً سوية |
| Seçmelerde bir adamla tanıştım Evet, iyi birine benziyor. | Open Subtitles | و قابلت رجلاً أثناء أدائي, نعم, يبدو لطيفاً |
| Bugün plajda yaşlı bir adamla tanıştım, akıntıları iyi tanıyor. | Open Subtitles | اليوم عند الشاطئ، التقيت برجل عجوز كان على علم بالتيار. |
| Bilirsin... nir keresinde bir adamla tanıştım, aynı yaştaydı! | Open Subtitles | تعرف. قابلت رجل مرة، مثل تلك المرة. تقريبا بنفس العمر. |
| Gabriel, onun için çalıştığını söyleyen bir adamla tanıştım... | Open Subtitles | غابريل , لقد قابلتُ رجلاً يدّعي أنه يعمل تحت إمرته |
| Bugün, halkına zarar vermemen için seni uyaran kukuletalı bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت رجلا مقنعا اخبرني ان احذرك ان لا تؤذي شعبه |
| Orada bir adamla tanıştım. Bana olanları anlamam için yardım etti. | Open Subtitles | قابلت رجلًا هناك , وساعدني على إرساء المنطقيّة في ذهني |
| geçen gün sahilde bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت شابا على الرصيف بالأمس. |
| Birkaç hafta önce, restaurantta bir adamla tanıştım fazladan para kazanmak isteyip istemediğimi sordu. | Open Subtitles | ، منذ عدة أسابيع قابلت رجلاً ما فى المطعم وسألنى إذا كنت أريد أن أكسب مال |
| Ölümden geri gelen bir adamla tanıştım ama yapan rahip... | Open Subtitles | قابلت رجلاً عاد من الموت، ولكنالكاهنالذيفعلها.. |
| Bir çoğunu alabilecek bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت رجلاً قال أنه يستطيع بيع معظمها |
| Oregon Üniversitesi'ne gitmiş, köyümüzden genç bir adamla tanıştım. | TED | التقيت برجل شاب من قريتنا الذين كان لجامعة ولاية أوريغون. |
| İngiliz bir adamla tanıştım, ve gerçekten bayağı da yakınlaştık. | Open Subtitles | التقيت برجل إنكليزي وانسجمنا إلى أقصى حد. |
| Harika bir adamla tanıştım ve bu defa karides teknesinde değil. | Open Subtitles | التقيت برجل رائع، و هذه المرة، لا يوجد مركبَ روبيانِ |
| Yükümden kurtulmanın en kolay ve kısa yolunun bu olduğunu söyleyen bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت رجل قال لي إن هذا الطريق هو أسهل وأسرع طريق للتخلص من حملي |
| Sekiz hafta önce bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت رجل منذ 8 أسابيع لقد كان لديه شيء أريده |
| Sıradışı bir adamla tanıştım, bana yeteneğimin yeni yanlarını gösterdi, bunu kullanarak. | Open Subtitles | لقد قابلت رجل غير عادي، وقد أراني جانب جديد من قدرتي، باستخدام هذه. |
| Seni özledim, benim ciddi arkadaşım. Harika bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | لقد اشتقتُ لكِ لقد قابلتُ رجلاً رائعاً |
| Bugün bir adamla tanıştım, bir İrlandalı. | Open Subtitles | لقد قابلتُ رجلاً اليوم، أيرلندي |
| St. Ives'e gittiğimde yedi karısı olan bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | كنت ذاهبا الى سانت ايف و قابلت رجلا مع 7 زوجات |
| Tanrım, bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد قابلت رجلًا |
| Harika bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | قابلت شابا رائعا |