| Büyük Altın Korsan tüm hazinesini bir adaya gizledi ve öldü. | Open Subtitles | يقال أنه مات بعد أن دفن كل كنوزه في جزيرة صغيرة |
| Issız bir adaya yanınızda ne götürürdünüz? | Open Subtitles | ماذا سوف تجلب معك للعيش في جزيرة صحراوية ؟ |
| Issız bir adaya gidiyorum ve sadece bir tane getirebiliyorum. | Open Subtitles | سأذهب إلى جزيرة صحراوية ولا يمكنني إلا أن أجلب واحداً |
| Bu zıpkın bizi korkunç mercan kayalıklarla çevrili... ve içinde kötü bir büyücü... barındırma ihtimali olan bir adaya götürüyor. | Open Subtitles | اسمع، هذه الحربة تأخذنا إلى جزيرة محاطة بحيد بحريّ مخيف وقد تحوي مشعوذاً شرّيراً جدّاً والآن رجاءً، أنا بحاجة للتركيز |
| Issız bir adaya düşsen, yanına hangi grupların albümlerini alırdın? | Open Subtitles | إن كنت على جزيرة منعزلة، أي ثلاثة أقراص مدمجة تجلب؟ |
| Gerçeğini karaborsada satar, bir adaya taşınır ve her gün günbatımını resmeder. | Open Subtitles | حسناً , انه يبيع الأصلية فى السوق السوداء ويقضى وقته فى جزيرة يرسم غروب الشمس |
| Yakında sizleri, hepinizin güvende olacağı insanlardan çok çok uzak bir adaya götüreceğiz. | Open Subtitles | قريباً سنأخذكم في جزيرة بعيدة عن البشر لتعيشوا كلكم في أمان |
| Bak, çok çılgın bir adaya düştük. | Open Subtitles | تحطّمت طائرتنا بالفعل، ولكن وقع ذلك في جزيرة مجنونة |
| Eninde sonunda, böyle bir adaya düşmek, etraflarının yabancılarla çevrilmiş olması fikri ve kendilerini bir şekilde yeniden keşfetmeye başlamak bir bakıma kolayca teşhis edilebilir bir durum. | Open Subtitles | إن سقوط أي أحد في جزيرة كهذه و وجود غرباء من حوله قد تجعل من فكرة تكوين نفسه من جديد غير معروفة |
| Sanki ıssız bir adaya düşmüşüz de bu video da çok seksi, çıplak bir hatunmuş ve üzerine yosun takıp, deniz kabuğundan sütyen giyiyormuş gibi. | Open Subtitles | كأننا في جزيرة صحراوية، وهذا القرص هو فتاة مثيرة عارية ترتدي سروال من العشب وحمالة صدر عشبية |
| Sonunda küçük bir adaya rastladık. | TED | وفي نهاية المطاف، وصلنا إلى جزيرة صغيرة. |
| Unutmayın,bir denizdağı yüzeye vurunca bir adaya dönüşür. | TED | تذكروا، يتحول الجبل البحري إلى جزيرة عندما يخرج عن السطح. |
| Parayı al, o küçük kızını al, tropik bir adaya tatile git. | Open Subtitles | تأخذ النقود وتأخذ فتاتك وتبحر إلى جزيرة إستوائية |
| Temel yaşam gereksinimlerine erişim olmadan bir sürü insanı bir adaya getiremez, veya 50,000 kişilik bir şehir inşa edemezsiniz | Open Subtitles | فلا يمكنك أن تأتي بالكثير من الناس لتضعهم على جزيرة أو أن تبني مدينة يعيش بها 50.000 فرد دون وجود |
| Görmez. Bütün bu olanları atlatmak için bir adaya gitti. Haydi, gel. | Open Subtitles | لن تفعل شىءهى على جزيرة الان تحاول نسيانى فيها |
| Bir korsan bir adaya bırakılınca ona tek kurşunlu bir tabanca verilir. | Open Subtitles | عندما يترك قرصان على جزيرة مهجوره يعطى له مسدس بطلقة واحدة طلقة واحدة |
| Üç yıl süreyle ıssız bir adaya sürülürler tanıştırılmadıkları için birbirleriyle hiç konuşmazlar. | Open Subtitles | اللذين ألقى بهما بعيداً فى جزيرة صحراوية لمدة ثلاث سنوات و لم يتحدثا لبعضهما البعض أبداً لأن أحداً لم يقدمهما لبعضهما البعض |
| Yani, ıssız bir adaya düşse yanına alacağı şeylerden değil ama sever. | Open Subtitles | ليست وكأنها أفضل ماتريده عندما تكون بجزيرة نائية, ولكنها تُحبّها |
| Fazla sürmez. Şu dağların arkasındaki bir adaya sürülmüştü | Open Subtitles | ليس كثيراًَ, لقد نـُفيت الى جزيرة على تلك التلال. |
| Skipper ile Gilligan değil. Belki emekliliğimizde sıcak güzel bir adaya gitmeliyiz. | Open Subtitles | ربّما علينا نحن الإثنان أن نتقاعد في جزيرة جميلة ودافئة. |
| Bunları almak için bir mil uzaktaki bir adaya yüzdüm. | Open Subtitles | لقد سبحت غلى جزيرة على بعد ميل من أجل هذه. |
| Şirketlerimin çoğunu sattım, valizlerimi topladım Karayip'lerdeki bir adaya gittim. | Open Subtitles | بعت أغلب أعمالي التجارية حزمت حقائبي وإنتقلت إلى جزيرة في الكاريبي |