| Kıyafetin altından dolu bir silahla oynamak oldukça tehlikeli bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها عادة خطيرة أن تحمّل سلاح صغير بذخيرة في جيب عباءة |
| Kıyafetin altından dolu bir silahla oynamak oldukça tehlikeli bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها عادة خطيرة أن تحمّل سلاح صغير بذخيرة في جيب عباءة |
| Dâhiliğe gelince, hiç yakalanmadığım kötü bir alışkanlık. | Open Subtitles | أما بالنسبة للعبقرية, إنها عادة سيئة لم أحظ بها قط |
| Birisi için sabahlığının cebinde küçük dolu bir silah taşımak oldukça tehlikeli bir alışkanlık olsa gerek. | Open Subtitles | انها عادة خطيرة العبث مع يد مليئة بالزخيرة فى جيب ردائه |
| Çünkü sen genç bir adamsın, o yüzden. Kötü bir alışkanlık bu. | Open Subtitles | لانك شاب صغير هذا لماذا انها عادة سيئة لدخول بها |
| Askeri okuldan kalma bir alışkanlık. | Open Subtitles | عادة تشكلت لدي من المدرسة العسكرية |
| Benimle beraber çalışmaya başladıktan sonra kazandığı bir alışkanlık. | Open Subtitles | انها عادة له منذ ان بدأنا العمل معاً |
| Av köpeği gibi buzları çiğnemek sende bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها عادة عندك ، مضغ مكعبات الثلج مثل الذليل المدلل |
| Pis, iğrenç bir alışkanlık bu. Hemen bırakmanı istiyorum! | Open Subtitles | إنها عادة مبتذلة وأريدك أن تقلعى عنها الآن |
| İlgilensen iyi olur. Kaçak biri için kötü bir alışkanlık. | Open Subtitles | من الأفضل أن تراها إنها عادة سيئة لهاربة |
| Aptalca bir alışkanlık. Sadece sürekli çakmaklarımı kaybediyorum. | Open Subtitles | تعرف, إنها عادة غبية فأنا أظل أفقد قداحاتي |
| Biliyorum kötü bir alışkanlık, hoş değil ve kanser yapıyor. | Open Subtitles | أعرف إنها عادة سيئة وكريهة ، ومسببة للسرطان |
| Affedersin, unutuyorum. Bırakılması zor bir alışkanlık. | Open Subtitles | أسف , أنا دائما أنسى إنها عادة صعب نسيانها |
| Bu bir alışkanlık! - Bununla gurur duymuyorum. | Open Subtitles | أصابع مختلفة تذهب إلى أماكن مختلفة إنها عادة. |
| Biliyorum, korkunç bir alışkanlık. Ama alışkanlıkları yenmek zordur. | Open Subtitles | إنها عادة سيئة ولكن العادات عصية على التغيير |
| Tahribatın pis bir alışkanlık, ama ne zaman günleri sayılı, | Open Subtitles | إنها عادة سيئة، لكن عندما تكون أيامك معدودة، |
| Sinir bozucu bir alışkanlık. | Open Subtitles | عندما اكون في صف الإنتظار و أماكن أخرى انها عادة |
| Bu sadece eski bir alışkanlık. Nefes almak gibi. | Open Subtitles | انها عادة قديمة لدي مثل التنفس تماما |
| Askeri okuldan kalma bir alışkanlık. | Open Subtitles | عادة تشكلت لدي من المدرسة العسكرية |
| Benimle beraber çalışmaya başladıktan sonra kazandığı bir alışkanlık. | Open Subtitles | انها عادة له منذ ان بدأنا العمل معاً |
| Ben neyim, vazgeçemediğin bir alışkanlık mı? | Open Subtitles | هل أنا مجرد عادة لا يمكنك التخلص منها ؟ |
| Kötü bir alışkanlık işte. -Gözlerini mi çevirdin? | Open Subtitles | آسف جداً إنها عاده سيئه فلنكمل |
| Envanterin tam olduğuna bakmak benim için bir alışkanlık. | Open Subtitles | أنها عادة منى طوال حياتى بان أقوم بجرد كامل |