| Adam bunları sır olarak saklayacağım düşüncesi ile bana söyledi. bir arkadaşa ihanet etmiş olurum. | Open Subtitles | الرجل أخبرني بتلك الأشياء بسرية، سأكون خائناً لصديق |
| Eninde sonunda güçlerin kontrolden çıkacak ve bir arkadaşa ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | هذه القوة ستخرج عن السيطرة وسوف تحتاجي لصديق |
| Scottie, bir arkadaşa, güvenecek birine ihtiyacım var. Panik halindeyim. | Open Subtitles | "سكوتى" أحتاج إلى صديق شخص أثق به , انا خائف |
| Dinle evlat, sana bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu söylemiştim, çünkü onu şaşırtmak ya da korkutmak istemiyorum. | Open Subtitles | أسمع ، أبني ،أنصحك أحتاج إلى صديق السبب أنا لا أريد أن أكون مفاجئ لها أو مخيف لها |
| bir arkadaşa ihtiyacım yok. Hiç kimseye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجة إلى صديقة لستٌ بحاجة إلى أي أحد |
| Videoya baktım ama gerçekten takılacak bir arkadaşa ihtiyacım var. | Open Subtitles | اعني ,الحديث عبر الفيديو رائع لكن أنا حقا احتاج الى صديق لاخرج معه |
| Üzgünüm, ben sadece bir arkadaşa bakmıştım. | Open Subtitles | ... آسف , أنا أبحث فحسب عن صديق لي إليك الأمر |
| Sadece bir ayak işi... bir arkadaşın başka bir arkadaşa iyilik yapması platonik, tamamen ve kesinlikle platonik. | Open Subtitles | . . انه معروف صديق يقوم بمعروف لصديق آخر |
| Ve korkarım ki bugün iyi bir arkadaşa ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | وأكون بحاجة لصديق مثله عندما أكون خائفاً |
| Sadece bir arkadaşa kasabadan çıkana dek eşlik edeceğim. | Open Subtitles | فقط أظهر لصديق جديد طريق الخروج صديقك الجديد ؟ |
| Yasal sorunlarınız olunca sadece bir avukata ihtiyaç duymazsınız bir arkadaşa da ihtiyaç duyarsınız. | Open Subtitles | عندما يكون لديك مشكله قانونيه أنت لست فقط بحاجه لمحامي أنت بحاجه لصديق |
| O senin gibi bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | أنت جيد جداً لتكون موجوداً . لصديق في حالة مماثلة |
| Tanrı biliyor ya, şu an bir arkadaşa çok ihtiyacım vardı. Zorlu bir dönemden geçiyorum. | Open Subtitles | يعلم الرب أنني بحاجة لصديق الآن، إنني أمر بأوقات عصيبة |
| Konuşmak için bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت أنّني بحاجة إلى صديق لأتحدّث معه |
| İkimizin de bir arkadaşa ihtiyacı var diye düşündüm de. | Open Subtitles | فكّرتُ فحسب أنّ كلينا يحتاج إلى صديق الآن |
| Demek istiyorum ki küçükken, yalnızdım ve hayali bir arkadaşa ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أعني, أتفهم ذلك عندما كنت صغير كنت وحيدة وكنت بحاجة إلى صديق خيالي |
| Bir şey söyleyeyim mi, Eğer bir gün bir arkadaşa ihtiyacım olursa Senin gibi, kendimi vurmayı tercih ederim. | Open Subtitles | اليوم الذي أحتاج فيه إلى صديقة مثلك سأجلس القرفصاء، وأتغوط واحدة |
| Büyük bir hata yaptığında seni durduracak bir arkadaşa herkesin ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | كل شخص يحتاج الى صديق ليوقفه عندما يكون على وشك ارتكاب خطا شنيع |
| bir arkadaşa bakıyorum. | Open Subtitles | - لا شكراً , انا أبحث عن صديق - |
| - bir arkadaşa ihtiyacın var sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنك يمكن أن تستخدم صديق في الوقت الحالي. |
| - Ve şu an gerçekten bir arkadaşa ihtiyacın var. | Open Subtitles | .. ويمكنكِ الإستعانة بصديقةٍ الآن |
| Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. | TED | نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة. |
| Seni öpeceğim, sarılacağım ve en kötüsü de bir arkadaşa bile yalan söylenebileceğini hatırlayacağım. | Open Subtitles | التقبيل ، لف الذراع .. والأسوء في ذلك عندما أتذكر الكذب على صديق ونحن نتناول الغداء |
| İhtiyacı olan bir arkadaşa yardım. | Open Subtitles | دائما ما احب مساعدة الصديق وقت الشدة |
| Cüzdanı çaldıktan sonra ona ödettiğin masrafları bir arkadaşa izlettim. | Open Subtitles | طلبت من أحد الأصدقاء تعقب كل التهم التي حاولت إلصاقها بعد سرقة محفظته |