| Botlar ve gemiler ve duman, kar ve kan vardı ve annen bir atın üzerinde gelir. | Open Subtitles | كان هناك قوارب و سفن , و دخان و ثلج و دماء و جاءت والدتكِ على ظهر حصان |
| Neden tek boynuzlu, kanatlı bir atın üstüne atlayıp... hayaller alemine gitmiyoruz peki? | Open Subtitles | 10؟ نعم، لما لا نقفذ على ظهر حصان مجنّح وحيد القرن ونطير إلى أرض العجائب؟ |
| bir atın üzerine koydum onu al | Open Subtitles | وضعه على ظهر حصان واجعله يمر من خلال حقل القصب |
| Dört kişi geldi, pantolonumdan tuttukları gibi dışarı attılar, bir atın önüne. | Open Subtitles | أربعة رجال أمسكوا بي من بنطالي... ورموني بالخارج، على صهوة حصان... |
| İyi bir atın olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون الحصان على ما يرام. |
| Adam bir atın kuyruğuna bağlanır ve darağacının bulunduğu yere getirilir... burada nerdeyse ölecek hale getirilene kadar asılır. | Open Subtitles | يُربطُ رجلٌ بذَيلِ الحِصان و يُجَرْ على الأرض إلى المِقصَلَة حيثُ يُشنَق حتى يُشارِف على المَوت |
| Hep bir atın üzerinde sevişmek istemişimdir. | Open Subtitles | أردت دائماً ان أمارس الحب على ظهر حصان |
| "bir atın üzerinde sopayla topa vurmayı bilmiyorsam ne var yani? | Open Subtitles | "وماذا إذا كنت لا أعرف كيف أضرب الكرة" "بالعصا من على ظهر حصان"، |
| - Geçen yıl bir atın üzerinde işe gelmiştin. - Dostum ya, boş ver. | Open Subtitles | العام الماضي جئت إلى العمل على ظهر حصان |
| Dört kişi geldi, pantolonumdan tuttukları gibi dışarı attılar, bir atın önüne. | Open Subtitles | أربعة رجال أمسكوا بي من بنطالي... ورموني بالخارج، على صهوة حصان... |
| Ve iyi bir atın yükü? | Open Subtitles | وعبء الحصان على ما يرام؟ |
| Ancak bir atın sırtında sarsılarak iki gün ve gece geçirdikten sonra bu insanları bir şekilde bana yardım etmeye ikna edemediğim sürece dönüş yolunu asla bulamayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | و لكن بعد قضيتُ يومين و ليلتين أرتج على ظهر الحِصان علمتُ أنّي لن أجد طريق عودتي أبداً |