| Bu arada, insanların hayatı, lanet bir böcek tarafından bozuluyor. | Open Subtitles | و في تلك الأثناء، حياة أشخاص خُرّبت بسبب حشرة لعينة |
| Japonya, ezilmeyi bekleyen bir böcek, ve Batı korkuyla titreyecek. | Open Subtitles | اليابان حشرة تنتظر من يسحقها و الغرب يرتجف من الرعب |
| Eğer bu kadar esneyemeseydi bir böcek ağa çarptığında üzerinde sıçrayıp giderdi. | TED | إذا لم يكن قابل لتمدد بشكل كافي , بالتالي وبشكل اساسي عندما ترتطم حشرة بالشبكة سو تخرج وبشكل بهلواني منها |
| Oraya bir böcek koyacağım ve her şeyi duyabileceksin. | Open Subtitles | سأزرع أداة تنصت هناك لذلك يمكنك أن تسمعي ما يسمعونه... |
| Tamam. Diyelim ki masal zehirli bir böcek hakkında... | Open Subtitles | حسنا لنقل مثلا ان تلك الحشره حشره سامه |
| Güney Fransa'da, bir böcek hayatının en önemli gününe başlıyor. | Open Subtitles | في جنوب فرنسا، تستهل إحدى الحشرات أهم يومٍ في حياتها. |
| Muhteşem olurdu çünkü burada bahsettiğimiz şey sadece bir milyon beyin hücresine sahip bir böcek. | TED | حسنا، سيكون ذلك مدهشا، إذ أننا نتحدث عن حشرة تتوفر على مليون خلية دماغية فقط. |
| Eğer bir çiçekte yaşayan küçük bir böcek olsaydınız, bu çiçek neye benzerdi? Eğer çiçek bu kadar büyük olsaydı? | TED | لذا إذا كنت حشرة صغيرة تعيش في زهرة، كيف ستبدو تلك الزهرة، إذا كانت الزهرة بهذا الكبر؟ |
| Derin okyanus keşfi düşüncesi bir böcek gibi beni ısırmıştı. | TED | ولقد تم عضي من قبل حشرة اثناء رحلة اكتشاف عميقة في المحيط |
| İsteseler büyüteç altındaki bir böcek gibi izleyebilirler. | Open Subtitles | يراقبونى مثل حشرة تحت المجهر إذا أرادوا ذلك |
| İsteseler büyüteç altındaki bir böcek gibi izleyebilirler. | Open Subtitles | يراقبونى مثل حشرة تحت المجهر إذا أرادوا ذلك |
| Az önce ağzına bir böcek daha attın. Sanırım bir örümcekti. | Open Subtitles | لقد وضعت للتو حشرة فى فمك وانا اعتقد انة عنكبوت. |
| Şey, evet, bir böcek genital organı değil de, ...bir mikroçip olabilir. | Open Subtitles | حسنا، نعم، لأعضاء حشرة تناسلية، لكن لربّما ليس للمعالج الدقيق. |
| Çılgın herif, cama yapışan bir böcek gibiydi. | Open Subtitles | ابن العاهرة المجنون سقط مثل حشرة على الزجاج الأمامي |
| Japonya,ezilmeyi bekleyen bir böcek, ve Batı korkuyla titreyecek. | Open Subtitles | اليابان حشرة تنتظر من يسحقها و الغرب يرتجف من الرعب |
| ben konoha nın aburame klanındanım. biriyle dövüşürken asla küçümsemem.bir böcek bile olsa elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | إنا من عشيرة أبرامي من قرية كونوها حتى لو كان عدونا حشرة صغيرة لن نستهين به سنقاتل بكل ما لدينا من قوة |
| arenayı terketmeden önce, üstüne dişi bir böcek koydum. | Open Subtitles | قبل مغادرتك للإستاد قمت بوضع حشرة أنثى عليك |
| Ofisimde bir böcek var. | Open Subtitles | أداة تنصت موجودة في مكتبي |
| Tamam. Farzedelim ki bu misaldeki zehirli bir böcek... | Open Subtitles | حسنا لنقل مثلا ان تلك الحشره حشره سامه |
| 2020 yılında belki de, bunları yiyeceğinizin bir böcek olduğunu bilerek satın alacaksınız. | TED | وربما بحلول عام 2020، ستشريها لمجرد معرفة أن هذه هي الحشرات التي تريد الذهاب لتناول الطعام. |
| Ben, kendim bir böcek severim -- çocukluğumdan beri değil, tabii ki, çok sonraları sevmeye başladım. | TED | انا بشكل شخصي , مُحب للحشرات ولكن, ليس منذ طفولتي ولكن بعد وقت متاخر نوعا ما |
| Güvertede yürüyen bir böcek buldum. | Open Subtitles | سيدى لقد وجدت خنفساء مثيرة للاهتمام على السفينة |
| Karın ön cama yapışan bir böcek gibi ezilene kadar da durmayacağım. | Open Subtitles | ولن أتوقف حتى تصبح زوجتك مسحوقة كحشرة على الزجاج الأمامي |
| Matarasını yanından hiç ayırmadığını söylerler ne olur ne olmaz, ağına düşecek bir böcek bulabilir diye. | Open Subtitles | يقولون انها تبقي زجاجتها الوفية معها دائما لتكون معها في حالة سقطت الذبابة في شبكها |
| "Güçlü bir böcek zehriyle mazot ve göz yaşartıcı gazı karıştırarak dokuz kilodan daha ağır bir şeyi öldürmeyecek dümeninizi hazırlamış olursunuz." | Open Subtitles | "مبيد حشري قوي, مخلوط مع غاز مسيل للدموع و وقود الديزل" "ستؤدي الخدعة" "بدون قتل اي أحد يزن أكثر من 20 باوند" |