| Şu kızı arabaya gelmesi için ikna etmeye çalışıyorduk ama annesi tam bir baş belası. | Open Subtitles | نحاول أن ندخل تلك الفتاه في سيارتنا لكن أمها ألم في المؤخرة |
| Ama sen... Sen enerji verici iğneyi olduğunda tam bir baş belası oldun. | Open Subtitles | عندما كان لديك جرعة منشطة ، أنت ألم في المؤخرة. |
| Minnacık ama tam bir baş belası. | Open Subtitles | إنه صغيرة جداً، في الوقت نفسه هي آفة كبيرة |
| Tam bir baş belası olabiliyor. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون آفة |
| Bize tüm verdiğin birkaç güzel gün ve koskoca bir baş belası dünya. | Open Subtitles | ...أيعقل أن يتسبب شخص كهذا بكل تلك المشاكل... |
| Bu yüzden onu bu davaya vermişsin fakat şu Rossabi onun tam bir baş belası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ولهذا وضعتها في القضية لكن الفيدرالي قال أنها مصدر إزعاج كبير |
| Savunma Bakanı tam bir baş belası. | Open Subtitles | وزير الدفاع أصبح مزعجًا حقا |
| Sizin için "Tam bir baş belası." tabirini kullandı. | Open Subtitles | حسنا، العبارة التي استخدمها تحديدا "ألم في المؤخرة" |
| Sizin için "Tam bir baş belası." tabirini kullandı. | Open Subtitles | حسنا، العبارة التي استخدمها تحديدا "ألم في المؤخرة" |
| Tam bir baş belası. | Open Subtitles | إتها ألم في المؤخرة. |
| O tam bir baş belası. | Open Subtitles | إنها ألم في المؤخرة |
| Bize tüm verdiğin birkaç güzel gün ve koskoca bir baş belası dünya. | Open Subtitles | ...أيعقل أن يتسبب شخص كهذا |
| "Tam bir baş belası." | Open Subtitles | "مصدر إزعاج كبير" |
| Savunma Bakanı tam bir baş belası. | Open Subtitles | وزير الدفاع أصبح مزعجًا حقا |