| Bu alandan zehirli toprağı temizlemek ve organik bir bahçeye sahip olmak istiyoruz. | TED | تريد أن نزيل التربة السامة بعيدا من هذه المنطقة ويكون لدينا حديقة عضوية. |
| Daha sonra öğrenciyken, daha farklı bir bahçeye gittim, Arnhem'de şempanzeleri tuttuğumuz bir zooloji bahçesi. | TED | بعد ذلك بكثير، وكطالب، ذهبت إلى حديقة مختلفة جدا، حديقة حيوانية في أرنهيم حيث نحتفظ بشمبانزيات. |
| Pekin eskiden doğa ile iç içe olan çok güzel bir bahçeye benziyordu. | TED | بكين القديمة مثل حديقة جميلة، يمكن أن ترى الكثير من الطبيعة. |
| Ne benim tarzimda bir bahçeye ne de benim zevklerime hitap ediyor. | Open Subtitles | وهو يصبغ بشكل جيد هذه الصورة لاتحمل صفة حديقة ولا تحمل صفة المسرات |
| Ve bu güzel cam kapılar sizi göz alıcı bir bahçeye çıkarıyor. | Open Subtitles | و هذه الأبواب الزجاجية الرائعة تؤدي إلى حديقة خلاّبة |
| Bir keresinde TARDIS, balonlarla dolu büyük sarı bir bahçeye indi. | Open Subtitles | - أصمت ! وذات مرة، هبطت التارديس في حديقة كبيرة صفراء، مليئة بالبالونات |
| - Ve bir bahçeye. | Open Subtitles | و حديقة. |