| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| - Whit, beni dinle. Ofisine doğru yola çıkmış bir bomba var! Herkesi binadan çıkartmalısın! | Open Subtitles | هناك قنبلة في الطريق إلى مكاتبكم أخرج الجميع |
| Hemen kaçın oradan ! Üzerinizde bir bomba var ! | Open Subtitles | أخرج من هناك توجد قنبلة فوق رأسك |
| Ama bir bomba var, ve yolcuların birinin kontrolünde. | Open Subtitles | لكن يوجد قنبلة على الطائرة وأحد المسافرين يتحكم بها |
| Cevap 1 olmalı! Çöp tenekesinde bir bomba var! | Open Subtitles | بوم هنالك قنبلة في القمامة انبطحوا جميعا انبطحوا |
| Görünüşe göre Los Angeles'ta teröristlerin kontrolünde bugün patlayacak nükleer bir bomba var, yani... şu andan itibaren, güvenli bağlantılarımız dışında kimseyle haberleşmiyoruz. | Open Subtitles | ظهرت هناك قنبلة نووية تحت سيطرة جماعة ارهابية في مكان ما بلوس انجوس وهى مجهزة لتنفجر اليوم ، لذا من هذه اللحظة |
| - Bunu üç gün yapmayacağım. - Dışarıda bir bomba var, Kevin. Tamam mı? | Open Subtitles | .لن أبقى لثلاثة أيام أن هناك قنبلة في الخارج ،كيفن، حسناً؟ |
| Hayır, yolunda değil. Buralarda bir bomba var. Hepiniz çıkmalısınız. | Open Subtitles | لا ليس كل شئ على ما يرام هناك قنبلة هنا يجب أن تخرجوا من هنا الان |
| Bu üssün altında patlamaya hazır bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة جاهزة للإنفجار أسفل هذه القاعدة |
| Bu uçakta bir bomba var. 2.400 metreye inmek zorundayız. | Open Subtitles | هناك قنبلة على هذه الطّائرة علينا أن ننخفض إلى إرتفاع ثمان آلاف قدم. |
| bir bomba var. Giderse ölecek. | Open Subtitles | ستكون هناك قنبلة تـنتظره إذا ذهب , سوف يموت |
| Dışarıda ikinci bir bomba var ve onu bulmaya odaklanmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إسمعني، هناك قنبلة أخرى بالخارج وتحتاج إلى التركيز للعثور عليها |
| Bugün yaptığımız şey yüzünden patlamayacak olan bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة لن تنفجر بسبب ما قمنا به اليوم |
| Bugün yaptığımız şey yüzünden patlamayacak olan bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة لن تنفجر بسبب ما قمنا به اليوم |
| Sana söylüyorum, burada patlamayı bekleyen saatli bir bomba var. | Open Subtitles | هناك قنبلة هنا على وشك الانفجار |
| Burada gerçekten bir bomba var mı? | Open Subtitles | هل حقاً توجد قنبلة هنا؟ |
| Burada gerçekten bir bomba var mı? | Open Subtitles | هل حقاً توجد قنبلة هنا؟ |
| Yarış iptal. Arabasını bozdunuz. Motorda bir bomba var. | Open Subtitles | السباق ملغي عبثت بسيارته يوجد قنبلة بالمحرك |
| Başka şansım yoktu, Dean. Dışarıda lanet bir bomba var. | Open Subtitles | .لم يكن لدي خيار دين .أن هنالك قنبلة بالخارج |
| Bayılmazsanız bagajda 10 dakikalık eşzamanlı fünyesi olan bir bomba var. | Open Subtitles | ان لم يحدث هذا , هناك قنبله موقوته في الدبابه |
| Küçük nükleer bir bomba var. Üç kablo, tamam mı? | Open Subtitles | لديّ سلاح نووي مُصغر مُرتجل ثلاثة أسلاك،حسناً ؟ |
| Ama etkisiz hâle getirmek zorunda olduğum bir bomba var zaten. | Open Subtitles | "ولكن لديّ قنبلة موقوتة عليّ إبطالها" |
| - General, o topta bir bomba var. - Tabii. | Open Subtitles | أيها الجنرال, توجد قنبله فى هذا المدفع بالتأكيد. |