| Kalbi zayıf bir adam, nükleer bir bombayla birlikte olmamalı. | Open Subtitles | رجل بقلب ضعيف لا يجب أن يكون مع قنبلة نووية |
| Nükleer bir bombayla uğraştığımıza inanıyorlar. | Open Subtitles | ويشعرون بالفعل اننا نتعامل مع قنبلة نووية |
| Yani aslında kirli bir bombayla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | اذاً فنحن نتعامل مع قنبلة مضرة فى كل الحالات |
| Yani aslında kirli bir bombayla uğraşıyoruz. Efendim, kazara dökülen radyolojik bir madde. | Open Subtitles | اذاً نحن نتعامل مع قنبلة سيئة بكل الحالات |
| En son ne zaman aktif bir bombayla çalıştınız? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة جعلت أحد رجالك يتعامل مع قنبلة حية؟ |
| Birileri büyük bir bombayla yönlendirme tünellerine çıkabilirdi. | Open Subtitles | يمكن لأحدهم التسلق لأحد الأنفاق المحولة للمياه مع قنبلة ضخمة |
| Birileri büyük bir bombayla falan yönlendirme tünellerine tırmanır | Open Subtitles | يمكن لأي شخص التسلق لإحدى أنفاق تمرير المياه مع قنبلة كبيرة وأو شيء من هذا القبيل |
| Çünkü centauri ölüm listesinde değilim ve ayrıca etrafta göğüs kafesimde bir bombayla dolaşmıyorum. | Open Subtitles | "على قائمة إغتيال "السانتورى ..ولا أتجول مع قنبلة في حقيبتى |
| Nükleer bir bombayla olan küçük randevum dışında. | Open Subtitles | استثناءا موعدى مع قنبلة نووية. |
| Burada bir bombayla kapalı kaldık, Bay Barton. | Open Subtitles | ويسجن نحن هنا مع قنبلة, السيد بارتون. |
| Beni duyabiliyorsan, bir bombayla birlikte Daily Planet'in merkez asansöründeyiz. | Open Subtitles | إذا كنت تسمعني، نحن في المصعد الأوسط في (ذي دايلي بلانيت) مع قنبلة |
| Tanımadığın kişileri aramak için arabanda bir bombayla Teksas'a mı gideceksin? | Open Subtitles | هل ستقوم بالقيادة الي (تكسساس) مع قنبلة تبحث عن شخصا ما لاتعرفه بعد؟ |
| Göğsüme bağlı bir bombayla uçurumdan düşüyor gibi. | Open Subtitles | مع قنبلة مربوطة في صدري |
| O Morris'i bir bombayla gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسل موريس مع قنبلة |
| bir bombayla. | Open Subtitles | مع قنبلة |