"bir buket" - Translation from Turkish to Arabic

    • باقة
        
    ...elimde sevdiğin çiçeklerden oluşan kocaman bir buket ile evde olacağım. Open Subtitles .. فسوف أكون في المنزل ومعي باقة كبيرة من ورودكِ المفضّلة
    Biz bir sonraki çılgınlığın başlamasını ve balonun patlamasını beklerken kendinizi bir buket lale ile ödüllendirin ve lalelere bu kadar fazla ödemediğiniz için mutlu olun. TED لذا، وبينما نحن ننتظر بداية الجنون القادم، وانفجار الفقاعة القادمة، اشترِ لنفسك باقة من أزهار التوليب واستمتع بأنك لست مجبرا على دفع الأموال الطائلة للحصول عليها.
    En sonunda bir buket alıyorum, o da veda hediyesi. Open Subtitles لقد حصلت أخيرا على باقة ورد وهي هدية وداع .. هذا محبط
    bir buket çiçek konsun mezar taşıma ve bayrağı ülkemin. Open Subtitles *أن يكون مع بلاطة الضريح* *باقة من الورود* *وعلم بلادى*
    Gözetleme deliğinden bakıp bir buket çiçek görmek korkutucu olmaz. Open Subtitles أعني بالنظر من الثقب ورؤية باقة من الأزهار ليس بالضبط تهديداً
    Size kocaman bir buket gül alan ilk erkeğe mi vereceksiniz onu? Open Subtitles هل ستعطيها لأول رجل يشتري لك باقة كبيرة من الورود؟
    Pamuk toplardan bir buket. Bak bana ne almış. Open Subtitles باقة ورد من كرات القطن، إنظري على ما حصلت.
    bir buket çiçeğimiz, biraz daha buzumuz var ama şüphelimiz yok. Open Subtitles لدينا باقة من الزهور، المزيد من الثلج، و لا يوجد مشتبه به.
    Hem unutma ki, aranızdaki mesele ne olursa olsun güzel bir buket çiçeğin çözemeyeceği şey yoktur. Open Subtitles وتذكر، بغض النظر عن ما كنت تتشاجر حوله , ليس هناك شيء لا يمكن إصلاحها باقة جميلة
    Su tattırarak arasındaki damak hindistan cevizi ve hanımeli serinletici bir buket var, temizlemek için hizmet etti. Open Subtitles أن الماء المقدم لتطهيراالفم بين التذوق له باقة منعشة من الجوز وعسل الزهور
    Ve eğer mümkünse, bir buket taze çiçek de olursa daha da özel olabilir. Open Subtitles وأيضاً باقة صغيرة من الورود الطبيعية سيجعل اليوم أفضل
    Dün gece, bana bahçeden topladığı bir buket taze ot verdi. Open Subtitles الليلة الماضية، وقال انه قدم لي باقة كاملة من الأعشاب الطازجة التقطت من الفناء.
    Canım, bana bir buket gerekli. Open Subtitles ‫‎حبيبتي، أنا في حاجة إلى باقة واحدة فقط
    bir buket 50 kron. İki buket fiyatı 70 kron. Open Subtitles ‫‎باقة الورد الواحدة سعرها 50 كرونر ‫‎أما الباقتين معاً فسعرها 70 كرونر
    bir buket nergis vermek kişiyi mutlu edermiş ama tek bir tane vermek ise kötü olayları müjdelermiş. Open Subtitles يقولون أن إهداء باقة من أزهار النرجس يضمن السعادة بينما إهداء زهرة واحدة فقط يعني أن الحظ السيء يُلوح بالأفق
    Ama arkandan bir bıçak çıkartacağını sanırım ve elinde bir buket olur. Open Subtitles لكن وقتها، ستسحبين من وراء ظهرك سكيناً حسب اعتقادي، لكنها ستكون باقة ورد.
    Dünyanın anlamı olmuştu bu adam, bir buket kır çiceğiyle gelmişti.. Open Subtitles ‫وظهر هذا الرجل مع باقة من الأزهار ‫البرية وطلب مني أن أواعده
    Josephine menekşe kokulu parfüm kullanırdı, düğün gününde menekşe taşıdı ve her evlilik yıl dönümlerinde Napolyon ona bir buket menekşe gönderirdi. TED وضعت جوزفين عطرََا تفوح منه رائحة البنفسج، وحملوا أزهار البنفسج في يوم زفافهم، وأرسل لها نابليون باقة ورود من البنفسج في ذكري زواجهم كل سنة.
    TV rehberinden kesilmiş bir buket kağıt. Open Subtitles إنها باقة ورد من دليل التلفاز خاصتها
    bir buket kloroform'dan sonra, boynunda bir bombayla uyanıyor. Open Subtitles إستيقظَ مِنْ a باقة كلوروفورمِ إلى a قنبلة عقدِ حول رقبتِها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more