| Güzel bir evim, harika bir kocam var sense sümüklü çocuklara ABC öğreteceğim diye köle gibi uğraşıyorsun. | Open Subtitles | لديّ منزل جميل و زوج رائع، بيمنا أنتِ تعلمين الأطفال حروف الهجاء.. |
| Bunu daha fazla yapamam. bir evim ve bir ailem var. | Open Subtitles | أنا لا أقوم بذلك بعد الآن، لديّ منزل وعائلة |
| Güzel bir evim ve 3 tane muhteşem çocuğum var. | Open Subtitles | لقد كانت الملاكمة جيد لي ، لدي منزل جميل و ثلاثة لاولاد |
| Buna rağmen, bir karım, bir evim bir kızım ve iki torunum var. | Open Subtitles | ومع ذلك، لدي زوجة ومنزل ابنة واثنين من الحفيدات |
| Benim bir evim olduğu müddetçe sizin de eviniz var beyler. | Open Subtitles | طالما أنا عندي بيت, يكون لديكم بيت يا شباب |
| Yani, artık bir evim, bir kedim olsun istiyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | . . أنا فقط مثل ارغب بالحصول على منزل أو قط حيوان أليف هل تفهمين ما أقوله ؟ |
| Tam zamanlı bir işim var ve yakında kendime ait bir evim olacak. | Open Subtitles | ولديّ وظيفة بدوام كامل وسأملك منزل في القريب العاجل |
| Benim de hoş bir evim vardı ama elimden aldın değil mi? | Open Subtitles | كان لديّ منزل جميل ، ولكنّك سلبته منّي اليس كذلك ؟ |
| Ama artık bir evim yok, değil mi? | Open Subtitles | ولكنني لم يعد لديّ منزل يأويني، أليس كذلك؟ |
| - Şu an bir evim yok, şu an. | Open Subtitles | ـ في هذه اللحظة ، ليس لديّ منزل ـ في هذه اللحظة |
| - Evsizim, evsizim, bir evim yok. | Open Subtitles | أنا بلا مأوى. ليس لديّ منزل ـ لا ، أنت لا. |
| Lâkin daha fazla gezmek istemiyorum. Sanırım artık bir evim var. | Open Subtitles | . ولكن لا اعتقد بأنه يجب علي القلق بعد الأن . اخيراً اصبح لدي منزل |
| Sürekli özür diliyordu. Artık bir evim olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | تابعت الاعتذار لي , اعتقدت , أنه ليس لدي منزل |
| Bakın, sizin iyi bir bayan olduğu - nuza eminim. Gerçekten. Ama benim bir evim yok. | Open Subtitles | انظري , انا متأكدة انك امراة لطيفة حقا , لكني ليس لدي منزل |
| Seksi sarışın bir kız arkadaşım, ...bir dolap dolusu özel tasarım kıyafetim ve sahilde bir evim var. | Open Subtitles | أملكُ صديقةً شقراء مثيرةً، خزانة مليئة بالملابس الفاخرة، ومنزل شاطئيٌّ. |
| Oh, uh, hayır, Palo Alto'da bir dairem var ve Hong Kong da şehir merkezinde bir evim var ve The Grille'in çatıkatında bir dairem var. | Open Subtitles | لا لدي شقة في بالو التو ومنزل في هونك كونق ودور علوي فوق الحاجز |
| Beverly Hills'te bir evim, Mercedes'im, nefis havuzum var | Open Subtitles | عندي بيت في بيفرلي هيلز و سياره مرسيدس و حمام سباحه ساخن |
| Tekrardan bir evim ve... gerçek arkadaşlarım olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان احصل على منزل مرة أخرى, اتعرف ؟ و أصدقاء حقيقيين |
| Aslında, buradan bir kaç saat uzaklıkta, ormanda bir evim var. | Open Subtitles | في الواقع، لدي منزل في الغابة حوالي ساعة من هنا. |
| Anılarla dolu ve ödemeleri bitmiş harika bir evim vardı. | Open Subtitles | كان لي منزل رائع مليئ بالذكريات، دفعت ثمنة كاملاً |
| Benim gidecek bir evim yok. Ya da sığınabilecek bir ailem yok. | Open Subtitles | أتعلمين، ليس لديّ بيت ولا عائلة لأعود إليهما |
| Durmadan sızlanan bir adam değilimdir ama o akşam bacağım asılı halde yatarken artık bir evim ve karım olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | الآن,لم أكن شاكياً كثيرا من قبل و لكن قوة السحب فى تلك الليلة بمعرفتى أنه ليس لدى منزل بعد الآن |
| İyi bir araba alacak durumda olmayabilirim ama bir evim var ve senin de burada yaşamana izin veriyorum. | Open Subtitles | قد لا أستطيع تحمّل سيارة جديده لكنّ لدي بيت وقد سمحت لك أن تعيش به |
| bir evim varken neden birkaç gün otelde kalacakmışım ben? | Open Subtitles | إذاً علي أن أدفع لغرفة فندق في حين أن لدي شقة ؟ |
| Aklında bulunsun, Adirondacks'de küçük bir evim var. | Open Subtitles | أنا فقط أقول لدي بيت متنقل في أديرونداكس |