| - En zayıf anında, tek bir fırsatın var. | Open Subtitles | بالطبع في أدنى لحظة لديك فرصة ما تلك الفرصة؟ |
| Hayatını ve kariyerini geri kazanmak ve itibarına büyük ölçüde gölge düşüren bu davalardan saygınlığını kurtarmak adına çok büyük bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة حقيقية لاستعادة حياتك، حياتك المهنية لتستعيد سمعتك في نفس القضية التي جلبت لك ازعاج شديد |
| İlerlemek için bir fırsatın var ama bugün bana gösterdiğin tek şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | انت حقا لديك فرصة في الذهاب بعيدا لكن اتعلم ماهو الشيء الوحيد الذي اظهرته لي اليوم ؟ |
| Tekrar sokaklara çıkmak için bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة جيدة للسير بالمنطقة بحريّة مجددًا |
| Bak, Amy'yi biraz olsun tanıman için harika bir fırsatın var. | Open Subtitles | - هذه والمثاليةِ الفرصةِ لمعْرِفة مراهنِ أيمي. |
| Senin Tony'yi tanımak için öyle bir fırsatın var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ تلك الفرصةِ لتتعرف على توني. |
| Bu işleri düzeltmek için bir fırsatın var, insanları ölümden kurtarmak için ve sen bundan sıyrılmaya mı uğraşıyorsun? | Open Subtitles | لديك فرصة هنا لتصحيح الأمور بأن تنقذ رجالاً من الموت وتنسحب من هذا؟ |
| Unutacak bunu, söz veriyorum. Ne kadar harika biri olduğunu ona göstermek için eline mükemmel bir fırsatın var. | Open Subtitles | الآن لديك فرصة لتريهم كم أنت رائع |
| Danny ile bir fırsatın var. Benim, Billy ile fırsatım hiç olmadı. | Open Subtitles | لديك فرصة مع "داني" لم أحظَ بها قط مع "بيلي" |
| Doğru olanı yapmak için küçük ama fark yaratacak bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة أخيرة لفعل ما هو صحيح |
| Senin bu şeyi kazanmak için bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة للفوز بهذه الإنتخابات. |
| bir fırsatın var şu anda dedektif. | Open Subtitles | لديك فرصة أيها المحقق |
| Burada bir fırsatın var, Kieran. | Open Subtitles | لديك فرصة هنا يا (كيران). |