| Öğrenci yıllığında benim ön sırada otururken çekilmiş bir fotoğrafım var. | TED | هناك صورة لي في كتاب السنة وأنا أجلس في الصفّ الأمامي. |
| İşte, şimdi size tarihin ispatı, o yıldan bir fotoğrafım. | TED | هنا ، للأمانة التاريخية ، صورة لي في ذاك العام . |
| Geçen yaz plajda çekilmiş bir fotoğrafım. | Open Subtitles | إنها صورة لي الشاطئ الصيف الماضي |
| Bu benim kardeşimle birlikte çekilmiş bir fotoğrafım. | TED | هذه صورة لي مع أخي. |
| Kafama takmadığımı gösteren bir fotoğrafım. | Open Subtitles | هذه صورة لي لا اكترث. |
| Benim bir fotoğrafım bile yok. | Open Subtitles | أنه لا يملك حتي صورة لي |
| Vay! Leslie ve Ben'i evlendirirken çekilmiş bir fotoğrafım! | Open Subtitles | (صورة لي وأنا أقوم بعقد قران (ليزيل) و (بين |
| Kucağımda Pius ile benim bir fotoğrafım. | Open Subtitles | صورة لي وأنا أحمل (بيوس) الصغير بين ذراعي |
| Neden William'a yolladığın mektubun içinde benim bir fotoğrafım var... | Open Subtitles | لمَ توجد صورة لي ورسالة أرسلتيها لشقّة (ويليام)؟ |
| Hem bana cidden güven aşılamak istiyorsan masanda sırf Haley'yle Luke'un değil de benim de bir fotoğrafım olsun. | Open Subtitles | ولو أردتِ حقًا منحي بعض الثقة، ماذا عن صورة لي على طاولتك، وليس فقط (هايلي) و(لوك). |