| Gizemli bir hastalıktan kafayı yemiş halde yalnız başıma ölüp gideceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أموت من مرض غامض بمؤخرة غاضبة مليئة بالحشرات ووحيدة |
| En son korkunç bir hastalıktan ölmek üzereyken daha metanetliydin. | Open Subtitles | أتعلم، في آخر مرّة كنت تحتضر من مرض فظيع، كنت أكثر رزانة بخصوص الأمر. |
| İkincisi, eğer, örneğin, birileri size sözlü saldırıda bulunuyorsa, veya kötü bir hastalıktan mustaripseniz, eşiniz sizi önemsenmiş ve korunmuş hissettirmek için gerekeni yapar mı? | TED | ثانياً، مثلًا، إذا كنت خارج المنزل وتعرضت لهجوم لفظي على يد شخص ما أو كنت تعاني من مرض معطّل حقًا، هل يبادر شريكك بفعل ما يجب فعله ليجعلك تشعر بالاهتمام والرعاية؟ |
| Bu ince farkları bulabilmek için araştırmacılar, sağlıklı ve belli bir hastalıktan muzdarip insanların nefesini yüzlerce nefes örneğine dayanarak karşılaştırır. | TED | للحصول على هذه الاختلافات الدقيقة، يقارن الباحثون بين أنفاس الأصحّاء وأنفاس الذين يعانون من مرض معين مستخدمين ملفات التعريف اعتماداً على مئات من عينات التنفّس. |
| Bulaşıcı bir hastalıktan dolayı karantinada. | Open Subtitles | انها في الحجر الصحي تعاني من مرضٍ معدِ |
| - Roma'yı istilasının hemen ardından gizemli bir hastalıktan öldüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | -يقولون أنه مات من مرض غامض بعد وقت قصير من غزو روما. |
| O zamanlar, onun ölümcül bir hastalıktan öleceğini söylemiştin. | Open Subtitles | كانت حجتك هى أنها تعانى من مرض مدمر |
| ...ve zavallı meleğinin ciddi ve ender bir hastalıktan öleceğini anlatmış. | Open Subtitles | وأنّ هذا الملاك يعاني من مرض عضال ونادر |
| Garcia, şüpheli dejeneratif bir hastalıktan muzdarip olabilir. | Open Subtitles | غارسيا ] نحن نعتقد أن المجرم يعاني من مرض مــا ] |
| Vatandaşlarım, ...size söylemek zorundayım, bu çocuklar bilinmeyen bir hastalıktan muzdaripler. | Open Subtitles | أيّها المواطنون... هؤلاء الأطفال، يعانون من مرض مجهول. |
| Bahar yorgunluğu denen bir hastalıktan öldüğü yere. | Open Subtitles | عندها ماتت من مرض يدعى حمى الربيع |
| Bu konuda size rahatsızlık vermek istemezdim ama anladığımıza göre, Emily iyileşmeye başlayan ölümcül bir hastalıktan mustaripmiş. | Open Subtitles | نعم، وأعتذر على إزعاجك بهذا، لكننا عرفنا أن (إيميلي) كانت تعاني من مرض مميت بدأت تتعافى منه مؤخرا. |
| Bilinmeyen bir hastalıktan muzdaripler. | Open Subtitles | يعانون من مرض مجهول. |
| Çok ciddi bir hastalıktan muzdaripler. | Open Subtitles | يعانون من مرض خطير جدّاً. |
| Çünkü Bayan Claire çok tuhaf bir hastalıktan muzdarip. | Open Subtitles | -لأن الآنسة (كلير) تعاني من مرض غريب جداً |
| bir hastalıktan ne kadar fazla insan zarar görürse... ..tedavi bulmak o kadar karlı bir iş gibi görülebilir. | Open Subtitles | الحقيقة المحزنة للإكتشافات الطبية كلما زاد عدد من يعانون من مرض أو حالة، كلما زاد الدافع لتطوير علاج الدافع يكون المال... |
| Bir çeşit garip, gizemli bir hastalıktan muzdarip. | Open Subtitles | وتعاني من مرض غريب وغامض |
| Sitwell, onu tamamen tüysüz kılan bir hastalıktan muzdaripti. | Open Subtitles | عانى (ستويل) من مرض جعله بلا شعر تماماً |
| bir hastalıktan müstaribim. | Open Subtitles | أعاني من مرض |
| Hillary nerede? Bulaşıcı bir hastalıktan dolayı karantinada. | Open Subtitles | انها في الحجر الصحي تعاني من مرضٍ معدِ |