"bir havuç" - Translation from Turkish to Arabic

• جزرة
• الجزر في

Bir havuç takılmış koca bir çamur yığınına benziyor.
ككتلة ترابية كبيرة مع جزرة ناتئة منها ترهات

Siksen Bir havuç daha doğramayacağım orospu çocuğu.
عليك قتلي الآن قبل أن أقشر جزرة أخرى، أيها الوغد

Bu adam senin küçük, şirin, Brezilyalı burnunun önüne Bir havuç sarkıtıyor.
هذا الرجل، انه لتتدلى جزرة أمام تلك لطيف الأنف البرازيلي القليل من يدكم.

Biliyor musun ayakkabının üzerinde büyük Bir havuç parçası duruyor.
أجل، أبي ، شكرا لك. تعلمُ أنّ لديك قطعة من الجزر في حذائك ؟

Bir erkek "leviathan"a bırakılmış Bir havuç gibi havada kapar.
حسناً، الرجل ينهش مثل الجزر في متناول يد الوحش.

Aldın mı almadın mı bilmiyorum ama sana Bir havuç fotoğrafı göndermişti.
ولا أعرف إن وصلتك أم لا لكنها أرسلت لك صورة جزرة

Önümde Bir havuç ve arkamda bir değnek olmalı.
احتاج الى جزرة معلقة امامي مع عصا خلفي

Keşke sana Bir havuç verebilseydim.
أتمنى لو كان بإمكاني اعطائك جزرة

Al, Bir havuç da aldım.
, هنا , لقد جلبت لنا جزرة أيضا

Çölde Bir havuç Bahçede bir deve
جزرة في الصحراء جمل في الحديقة

Gözle. Basit Bir havuç.
لاحظ جزرة بسيطة

Bir havuç ye, konuşuyorum şurada.
تناولى جزرة انا اتحدث الآن

Bir havuç alabilir miyim?
هل بامكاني الحصول على "جزرة" ؟

Her ata Bir havuç lazımdır.
كلّ حصانٍ يحتاج جزرة.

Hapsolmuş bir korsan gemisinin Mutfağında Bir havuç, bir korsan Ve mısır arasında
{\pos(192,210)} مُحتجزة داخل مطبخ سفينة قراصنة بين جزرة وقرصان وسنبلة ذرة

"...ona Bir havuç teklif etti." yazmıyor mu?
"وعرض عليه جزرة"؟

El Ganador'a Bir havuç verin.
أعطي جزرة لـ"الفائز".