| Yalan söyleyemeyen birinin muhabir olmak istemesi boş bir hayal mi? | Open Subtitles | هل امتهان المراسلة حلم لا مستقبل له لمن لا يستطيع الكذب؟ |
| "Soruna yol açan şey bir hayal olsun görünen şey görünmez olsun" | Open Subtitles | السماح للوجوه الاعتراض ولكن أصبح حلم وأنا رأيت يتسبب في ليكون الغيب |
| Bu öğleden sonra bir hayal kurdum bir gün burada, Detroit'te... | Open Subtitles | كان عندي حلم هذا الظهر انني احلم ان هنا في ديترويت |
| Dediği gibi, onlar gerçek değil. Onlar sadece sanal deneyim, bir hayal. | Open Subtitles | كما قال لك هم ليسو حقيقيون انهم تجربه زائفه , انهم خيال |
| Tabii, televizyonda harika görünüyor ama gerçekte, her zaman bir hayal kırıklığıdır. | Open Subtitles | بالطبع هي تبدوا عظيمة في التلفاز لكن في الحقيقه هي فقط خيبة امل كبيرة |
| Daha gerçekçi bir hayal için, iyi olduğun konularda şansımızı deneyelim o halde. | Open Subtitles | لنجرب حلما أكثر سهوله يتضمن أشياء أنت جدا جيدا بفعلها |
| Sadece dört yıl sonra hayalinizi gerçekteştirebileceğini bildiğiniz birinin yönetim kurulu toplantı odasının önünde oturmanın nasıl bir his olduğunu bir hayal edin. | TED | لذا تخيل كيف كان شعوري بعد أربع سنوات عند جلوسك في مجلس الادارة أمام شخص كنت أعلم أنه يستطيع أن يجعل حُلمي حقيقةً |
| Maalesef parlak bir gelecek vizyonu parlak bir gelecek hayali sadece bir hayal. O kadar çok ahlaksızlık var ki. | TED | لكن للأسف، رؤية المستقبل عظيم، أو الحلم بمستقبل عظيم، هي مجرد حلم .بسبب تواجد كل هاته الرذائل |
| Buraya geldiğimizde her birimizin bir hayali vardır, genelde yeniden yazılması ve hep değiştirilmesi gereken bir hayal. | TED | كل واحد منا لديه حلم عندما أتى إلى هنا حلم، في بعض الأوقات يجب علينا صياغته مجدداَ ودائما بحاجة لإعادة توظيفه |
| En son buradayken, inanılmaz hırslı bir hayal olarak görülen bir şey olan tekrar kullanılabilen roket geliştirmek üzerine konuşmuştun. | TED | في آخر مرة كنتَ هنا، تحدّثت عن شيء بدا كأنه حلم طموح بشكل لا يصدق وهو تطوير صواريخ يمكن اعادة استخدامها. |
| bir hayal, cüretkar bir eylemin taslağı değilse ne işe yarar? | Open Subtitles | Ofwhat استخدام هو حلم إن لم يكن مخططا للعمل الشجاع؟ أوه! |
| Çok güzel bir hayal, ama bunun onlara ne faydası olacak bilemiyorum. | Open Subtitles | انه حلم جميل يا كاراكتاكوس لكنه لن يساعدهم |
| Çocukça bir hayal belki de on yaşlarımda okuduğum bir şeyden esinlenen bir hayal. | Open Subtitles | حلم يقظة صبياني, لعلّ الإلهام جاء من ثمة شيء قرأته وأنا في العاشرة من عمري. |
| Babam hep abartı bir hayal gücüne sahip olduğumu söylerdi ya hani? | Open Subtitles | ، هل تتذكر ما كان يقوله أبي دائماً بأن لدي خيال واسع؟ |
| Babam hep abartı bir hayal gücüne sahip olduğumu söylerdi ya hani? | Open Subtitles | ، هل تتذكر ما كان يقوله أبي دائماً بأن لدي خيال واسع؟ |
| Sana çarptığımdan bu ana kadar, büyük bir hayal kırıklığından başka bir şey olmadın. | Open Subtitles | انت لم تكن شيئاً ماعدا خيبة امل بالنسبة لي منذ اللحظة التي دهستك فيها |
| fakat hayata geçirilemedi. Gerçekleşemeyen bir hayal olarak kaldı. | TED | لذا لم تنفذ. كانت حلما لم يحدث |
| Bir şeyi sadece ellerimi kullanarak hareket ettirebildiğim hâlimi bir hayal etsenize. | Open Subtitles | تخيل انني اعرف الطريقة الوحيدة لجعل شئٍ يتحرك إنها بواسطة يدي الحقيقيتين |
| Çocukken bile geniş bir hayal gücün vardı. | Open Subtitles | لقد كانت لديك تخيلات غريبة منذ ان كنت طفلة |
| Kendinize bile itiraf edemediğiniz kadar önemli bir hayal. | Open Subtitles | حلمٌ يعني الكثير جداً أنت خائف أن تعترف به حتى لنفسك |
| Onu kaybettiğinde, bunun bir hayal olduğunu ve aşk olmadığını söylersin. | Open Subtitles | وعندما تخسريه، تقولي أنه كان مجرد وهم وأن ذلك لم يكن حب |
| Evet, belki öyle başladı, bir hayal olarak, fakat herşey mi hayal? | Open Subtitles | ربما بدأ هذا الشيء كحلم لكن ليس كلّ شيء كذلك؟ |
| Güzel bir hayal... | Open Subtitles | ... عالم بسيط |
| O sahte tavşanı oğlumun öldürdüğünü sanıyorsan sikik bir hayal dünyasında yaşıyorsun demektir. | Open Subtitles | وإن كنت تظنين من ابني قتل الأرنب المزيف إذن انت تعيشين خيالاً لعيناً |
| Bu çocuğun geniş bir hayal gücü olduğunu bilirdim meğer kendine yepyeni bir hayat yaratmış. | Open Subtitles | أدرك أن خياله خصب. لقد صنع لنفسه شخصية جديدة تماماً |
| Yaşadığımız her şey bir hayal ürünüymüş. Hayalden de beter. | Open Subtitles | كل ما كان لدينا كان فقط ... من نسج خيالي |
| Kocamın işi hayatımda tam bir hayal kırıklığı yaratsaydı ve bir kenar mahallede yaşasaydım. | Open Subtitles | وبلا شك وظيفته مخيبة بشدة لأملي ونسكن في الضواحي |
| Takım Cowboys'a karşılık verememekle kalmadı... aynı zamanda Güney Philadelphia'dan Papale tam bir hayal kırıklığı yarattı. | Open Subtitles | لم يكن الفريق فقط بل كانت مباراة مطلقة لرعاة البقر لكن لاعب الجنوب فينس بابالي كان كالتمثال فى ظهورة لاول مرة كمحترف |