| Ama Majestelerini koruması gereken kişi, başka bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | لكن الشخص الذي عليه حماية الملك يعيش حياة أخرى. |
| Habeş kurdu, deniz seviyesinden 3,000 metre yüksekte dünyayla irtibatını kesmiş bir şekilde izole bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | الذئب الأثيوبيّ يعيش حياة منعزلة في عالم موحش يرتفع 3000 متر فوق مستوى البحر |
| Çok mütevazı bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | هو يعيش حياة متواضعة جداً جداً |
| Adam koca bir hayat yaşıyor ve her şeyi lanet olası bir kutuya sığıyor. | Open Subtitles | الرجل عاش حياته وكل شيء فعله لم يمنعه ان ينتهي في تابوت |
| Adam koca bir hayat yaşıyor ve her şeyi lanet olası bir kutuya sığıyor. | Open Subtitles | الرجل عاش حياته وكل شيء فعله لم يمنعه ان ينتهي في تابوت |
| İstanbul'daki Asya mafyasının Donu zenginlik ve lüks bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | "زعيم أكبر عائلة مافيا في اسطنبول" يعيش حياة البذخ والترف. |
| Gizli bir hayat yaşıyor çünkü utanç duyuyor. | Open Subtitles | فهو يعيش حياة سرية لأنه يشعر بالعار! |
| Gizli bir hayat yaşıyor çünkü utanç duyuyor. | Open Subtitles | فهو يعيش حياة سرية لأنه يشعر بالعار! |
| Ryan King, radikal dürüstlük düzeyinde bir hayat yaşıyor! | Open Subtitles | الملك (راين) يعيش حياة من الصدق التامّ |
| Tibbs başarısızlıklar üzerine bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | (تيبز) يعيش حياة من الفشل، |