| Ineni Hassan'ın sadece yeni bir ismi değil yeni bir yüzü var ve Havana'da yaşıyor. | Open Subtitles | عنانى حسن ليس فقط له اسم جديد, لديه وجه جديد ويعيش فى هافانا. |
| Sonuç olarak, bu görünmez yaraların yalnızca bir ismi yok, aynı zamanda yüzleri de var. | TED | أخيراً هذه الجروح الخفية ليس لها اسم فقط بل لها وجه. |
| - Ronnie, gerçek bir ismi vardır eminim. | Open Subtitles | لو سمحت روني انا متأكدة ان لديه اسم حقيقي |
| Çılgınca bir ismi olabilir ama asla kasenin içine battaniye koymazdı. | Open Subtitles | الآن, ربما لديها اسم مجنون لكنها أبدا لن تضع بطانية في حوض |
| Hyde'da şimdi yaptığının bir ismi vardır. | Open Subtitles | في هايد بارك ، كان لدينا اسم ما تقومون به الآن. |
| bir ismi olmasaydı, deli gibi hissedecektim. | Open Subtitles | . و إذا لم يكن لديه إسم ، فسأشعر بالجنون |
| Benim gibi bir hırsızın gerçek bir ismi olmaz. | Open Subtitles | أي لصة مثلي ليس لديها إسم حقيقي |
| Görünüşe göre hizmet ettiğinin bir ismi yok. | Open Subtitles | من الواضح أن الذي يخدمه ليس له أسم |
| 17 yıl önce bu benim başıma geldiğinde, bir ismi yoktu. | TED | عندما حدث هذا لي منذ 17 سنة مضت، لم يكن له إسم محدد |
| Bir ara bir makalede okumuştum. Sanırım komik bir ismi vardı. Eee... | Open Subtitles | لقد قرأت تلك المقالة ذات مرة، أعتقد أن لها اسماً طريفاً، لا يمكنني التذكر |
| Eğlenceli, farklı. Kimsenin böyle bir ismi yok. | Open Subtitles | إنه اسم ممتع ومختلف ولا أحد غيري يحمل هذا الاسم |
| Annenin tarafından bir amcan vardı. Onun şöyle tam, tam erkeksi bir ismi vardı. | Open Subtitles | كان لديك خال اتّسم ببنيان مفتول العضلات |
| Birincisi kesinkes bildiğin bir ismi bana vermeyerek Tuhaflar'la bir anlaşma yaptığını göstermiş oldun. | Open Subtitles | ...بالتحفظ على اسم تعرفه بالتأكيد "أثبتّ لي أنك عقدت صفقة مع "الرفقة الغرباء |
| - Saçmalama. Buranın bir ismi yok. | Open Subtitles | -لاتكن غبياً، ليس له اسم، كيف يكون له اسم أصلاً ؟ |
| Bahsettiğiniz serseri. bir ismi var mı? | Open Subtitles | هذا المتشرد الذي ذكرته هل كان له اسم ؟ |
| Pekala,bir ismi olduğunu sanmıyorum. Sadece bende olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | انا لا اعتقد ان لها اسم فأنا اعتقد اننى الوحيد المصاب بها |
| Bu kaybolmuş aşkının bir ismi var mı? | Open Subtitles | إذاً هل هذا الحب المفقود منذ زمن طويل لها اسم ؟ |
| bir ismi vardı, Tom, saygı göster biraz! | Open Subtitles | لديه اسم يدعى توم من الأفضل أن تظهر له بعض الأحترام |
| bir ismi var. İsmi No Name Key*. | Open Subtitles | لديه اسم ، إنّه اسم وليس "مفتاح" لديكَ لخبطة طبيعيّة |
| Wow. Artık, çocuklar, adaletin yeni bir ismi var... yukarı. | Open Subtitles | مذهل حسنا يا شباب، العدالة لديها اسم جديد |
| Evet, ondan bahsetmişken, uh, kadının bir ismi var. | Open Subtitles | أجل، بالمناسبة، الزوجة لديها اسم. |
| "Şimdiden iki hafta geçti bile, ...artık yeni yuvamızın bir ismi de var: | Open Subtitles | "مر اسبوعان والان لدينا اسم لوطننا |
| Hayatı boyunca adamakıllı bir ismi bile olmamış. | Open Subtitles | طوال حياته لم يكن لديه إسم مناسب |
| Onun bir ismi var mı yoksa o da mı gizli? | Open Subtitles | هل لديها إسم أم أنه سرٌ أيضاً؟ |
| Yeni balığının bir ismi var mı? | Open Subtitles | هل سمكتك الجديدة له أسم ؟ |
| Vietkong vurulup ölüyor ama bir ismi bile yok adamın amına koyayım, ama çok kalifiye adam. | Open Subtitles | الفيتنامي يُصاب و يموت إنه ليس له إسم و هو بارع جداً |
| Sadece bir ismi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن لها اسماً |
| Eğlenceli, farklı ve kimsenin böyle bir ismi yok. | Open Subtitles | إنه اسم ممتع ومختلف ولا أحد غيري يحمل هذا الاسم |
| Annenin tarafından bir amcan vardı. Onun şöyle tam, tam erkeksi bir ismi vardı. | Open Subtitles | كان لديك خال اتّسم ببنيان مفتول العضلات |
| Birincisi kesinkes bildiğin bir ismi bana vermeyerek Tuhaflar'la bir anlaşma yaptığını göstermiş oldun. | Open Subtitles | ...بالتحفظ على اسم تعرفه بالتأكيد "أثبتّ لي أنك عقدت صفقة مع "الرفقة الغرباء |