| Bazı renkler absorbe edilip kimyasal bir iz oluşturabilir, bazı renklerde bu olmaz. | TED | ربما قد يمتص بعض الألوان، مما يعطيه بصمة كيميائية، في حين أنه ربما الألوان الأخرى لن تقوم بهذا. |
| Büyük ihtimalle. Fakat Giuliano'dan bir iz bulamadık. | Open Subtitles | غلى الغالب, ولكننا لم نجد بعد أي أثر ل (جوليانو). |
| Mach konisi zemine ulaştığı noktada bir hiperbol oluşturur ve ileri doğru hareket ettikçe patlama halısı denen bir iz bırakır. | TED | عندما يلتقي مخروط ماخ بالأرض فإنّه يشكّل قطعًا زائدًا، مخلفًا أثراً يعرف بسجادة الدويّ عندما تتحرّك للأمام. |
| Osmers, Asya'da arkasında tek bir iz bile bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | إنقرض الأوسمرز دون أن يبقى له أي أثر في آسيا |
| Evdeyken, hiç Sally'den bir iz gördün mü? | Open Subtitles | عندما كنتي بالمنزل هل رأيتي أي إشارة عن وجود سالي ؟ |
| Bu türlerden biri yemek bulduğunda geri dönüş yolunda kimyasal bir iz bırakır | TED | فعندما تجد إحدى النملات الطعام تعود به وتضع علامة على مسارها برائحة كيميائية |
| Ne bir cinayet kanıtı ne de çocuktan bir iz var. | Open Subtitles | لا شيء. لا يوجد دليل على القتل. ولا إشارة على الصبي |
| Dikiş atılması gerekmeyecek, ama küçük bir iz kalabilir. | Open Subtitles | ،لن يحتاج الأمر للإبر لكنه قد يحصل على ندبة صغيرة جداً |
| Erken bir form bir iz bırakmış, sanki dün ölmüş gibi. | TED | شكل واحد في وقت مبكر ترك بصمة ، كما لو أنه مات بالأمس فقط. |
| Bir işe yaramaz. Sapında en ufak bir iz yok. | Open Subtitles | لا فائدة, لايوجد ولو جزء من بصمة على المقبض |
| Büyük ihtimalle. Fakat Giuliano'dan bir iz bulamadık. | Open Subtitles | غلى الغالب, ولكننا لم نجد بعد أي أثر ل (جوليانو). |
| Nereye sürüklendiğini gösteren bir iz yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هنالك أثراً ما يدل على إتجاه جرّه |
| Kelimenin gerçek anlamında değil... ama ondan bir iz, anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس إحساس واقعي, تعلم لكن أثراً منه, تعلم؟ |
| Her yeri taradık, Albay. Tek bir iz bile yok. | Open Subtitles | لقد قمت بتمشيط المكان بأكمله يا حضرة العقيد ليس هناك أي أثر |
| Laboratuar raporu geldi, tecavüz edildiğine dair bir iz yok. | Open Subtitles | وصلهم تقرير المعمل الجنائي لا يوجد أي أثر لاغتصاب |
| Lordum, her yeri aradık ancak en ufak bir iz yok. | Open Subtitles | ملكي ليس هناك أي إشارة لوجودها و نحن بحثنا بعيداً عن هنا. |
| Annemde bir iz ortaya çıktı. Doktorlar ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لقد ظهرت علامة على أمي، الأطباء لا يعرفون ما هي |
| Bir adam altı metrelik mesafede hiç bir iz bırakmadan nasıl öldürülebilir? | Open Subtitles | كيف قتل الرجل في مساحة 20 قدما وترك أي دليل على الإطلاق؟ |
| - Kontrol etmeliyiz. Patronun dediğine göre başının sol yanında bir iz olmalıymış. | Open Subtitles | نحن يجب أن نرى أذا كان عنده ندبة على جبهته الشمال. |
| Bir hava devriyesi gemiyi dünya açıklarında buldu. Mürettebattan da, onlardan da bir iz yok. | Open Subtitles | لاحظت دورية جوية السفينة بمحاذاة الساحل لا أثر لهم ولا للطاقم |
| - Kıza dair bir iz var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ إشارة لها في المنزل؟ |
| Ajan Thomas'ın odasına birisinin girdiğine ya da odasından birisinin çıktığına dair bir iz yok. | Open Subtitles | ليس هناك اي اشارة على دخول اي احد او خروجه من غرفة العميل توماس |
| Özür dilerim bayan Asakawa, fakat ikisinden de herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | سيدة أساكاو ، أنا أسف لكن ليس هناك أثر لكلايهما |
| Şeytani ırklarını yok edin tek bir iz bile kalmayıncaya kadar! | Open Subtitles | # فلتحطموا نسل الشيطان حتى لايبقى له أثر # |
| Diğer cinayetlerle bir bağlantısı yok. Diğer olay yerlerinde ortak bir iz yok. | Open Subtitles | لا توجد أدلة شرعية، لا بصمات متطابقة لأية من مسارح الجريمة |