| Babası ben olacağım. Sen sadece küçük bir kaba mastürbasyon yapacaksın. | Open Subtitles | أنا سأكون الأب، أنت فقط يجب أن تستمني قليلاً في كأس |
| Senin yüzünden, 2 sene boyunca her hafta bir kaba işemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أتبول في كأس مرة كل أسبوع لمدة سنتان |
| İki seçeneğin var: Ya kapıdan çıkar gidersin ya da seni çalışan sağlığı bölümüne gönderirim, bir kaba işersin. | Open Subtitles | لديك خيارين , بأمكانك الخروج من هذا الباب حالاً او ان ارسلك الى مسؤل صحه الموظفين وسوف تضطر الى البول في كأس |
| Ayda bir kez, öksürerek bir kaba tükürdüğü balgam örneğini vermek için hastaneye gelirdi. | TED | مرة كل شهر، تذهب هذه الفتاة إلى المستشفى لتبصق عينة بلغم في كوب. |
| bir kaba işettiriyorum, gözümün önünde. | Open Subtitles | أجعلهن يتبولون في كوب و يتبولون فيه أمامي |
| Olmaz! Üstünde büyükannemin resmi olan bir kaba işemem! | Open Subtitles | لا، لا يمكنني التبول في كوب عليه صورة جدتي |
| O telefonla konuşmaya başlamadan önce ben bir kaba işemeye gidene kadar son bir saati William ile ilk randevusu olan benmişim gibi geçirdim. | Open Subtitles | قبل أن يغلق هاتفه وقبل أن أذهب لأبول في كأس يجب أن أخبركِ بهذا, لقد قضيت الساعة الماضية |
| Efendim, yanımdan çekilin yoksa bir kaba işeyip onu suratınıza atacağım. | Open Subtitles | مع كامل الإحترام يا سيدي، أغرب عن وجهي الأن وإلا سأتبول في كأس وأرميه في وجهك |
| Hepimiz bir kaba işemeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا جميعـًا أن نتبوّل في كأس |
| bir kaba koymalıydın. | Open Subtitles | كان بامكانك وضعه في كأس |
| Hayır, bir kaba koymuştum. | Open Subtitles | لا ، لقد وضعتها في كأس |
| Onüçün bunun için orada olmasına gerek yoktu ve senin çalışanlarımın çalışma saatlerini kontrol etmene ve onları bir kaba işetmene de ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ولم أحتج لوجود ثلاثة عشر هناك ولا أريد أن تطلبي من طاقمي أن يتقيدوا بدوام أو يتبوّلوا في كوب |
| 7, 24 bununla yaşıyoruz ama eğer bir şey kullandığımı düşünüyorsan kan örneği alabilirsin, ya da bir kaba işeyebilirim. | Open Subtitles | نعيش معه على الدوام لكن إن شَككتِ في أمري تستطعين اخد عينة من الدم أو أستطيع أن ابول لكِ في كوب |
| Çekirdek yerim ve kabuklarını küçük bir kaba tükürürüm. | Open Subtitles | أنا أكل بذور عباد الشمس وأبصق القذائف في كوب صغير. |
| Daha önce hiç bir kaba, Yapmamıştım. | Open Subtitles | ! لم يسبق لي أن فعلت ذلك في كوب |
| Gidip bir kaba işeyelim. | Open Subtitles | لنذهب نتبول في كوب |