"bir kafes" - Translation from Turkish to Arabic

    • قفص
        
    • قفصاً
        
    • إنه لقفصٍ
        
    • القفص الذي
        
    Cevap: araştırmacılar çürüyen bedenin üzerine bir kafes koyarak hayvan leş yiyenleri çürüme araştırmalarına katmama geleneğine sahiptir. TED الجواب : جرت العادة أن يقوم الباحثين باستثناء الحيوانات من دراسات التحلل بواسطة وضع قفص فوق المادة المتحللة.
    Tümörün üstüne yerleştirildikten sonra, yeterli sertliğiyle bir kafes görevi görür. TED لكنها صلبة كفاية حيث أنه بمجرد أن يتم وضعها بمقدمة الورم، تعمل بمثابة قفص.
    Bir gün eşimle pazarda yürüyordum ve biri suratıma bir kafes yapıştırdı. TED كنت أمشي في محلّ من المحلات مع زوجتي في يوم ما عندما قام أحدهم بتوجيه قفص إلى وجهي
    Tek bir kafes görecekler, tek bir teslimat olduğunu sanacaklar. Open Subtitles الجميع يرون قفصاً واحد و يفترض ان له عملاً واحد
    Benim kafesim seninkinden daha büyük ama sonuçta bir kafes. Open Subtitles قفصي يبدو أكبر من قفصك لكنه لا يزال قفصاً
    Etkileyici bir kafes. Open Subtitles إنه لقفصٍ مذهل.
    Çok etkileyici bir kafes. Open Subtitles إنه لقفصٍ مذهل.
    Nefret, bizi özgürlükten uzaklaştıran bir kafes. Open Subtitles الكراهية هي القفص الذي يمنعنا من التحليق الحر.
    Bu çiftlikteki her bir kafes bir test tüpü. Open Subtitles تعلمين, ان كل قفص في تلك المحمية هو انبوب اختبار.
    Hiç bir zaman kilitli olmayan bir kafes var değil mi, Plank? Open Subtitles يوجد قفص حديدى , ولكنه لا يغلق أبدا أليس كذلك , بلانك ؟
    Sonra, dışarıya kocaman bir kafes koyacağız ki... kuşlar, kertenkeleler ve Bongo kalabilsinler. Open Subtitles وفي الخارج سوف نضع قفص كبير للطيور كي تقضي الطيور والزواحف وبونجو الوقت هناك
    Metal bir kafes olmalı. Orası jeneratör. Open Subtitles يُفترض أن يكون هنالك قفص حديديّ هذا هو المولّد الاحتياطيّ
    Edik ile Büdük'e daha büyük bir kafes gerekiyor. Open Subtitles تبدو كمزيج من البودرة والتوت تحتاج الي قفص اكبر
    Eğer ben kazanırsam, Dooku'ya seni bir kafes içinde vereceğim, tıpkı bu pis yaratıklar gibi. Open Subtitles واذا انتصرت , سوف اسلمك الى دوكو فى قفص , مثل واحد من هولاء المخلوقات القذرة
    Aslında koca bir kafes şeklinde bir yapı anlaşmazlıkların halk toplantısında çözüleceği bir arena. Open Subtitles انها في الأساس تشبه قفص هيكل عملاق حيث ساحة النزاع يمكن حلها في ندوة عامة.
    Ama söylemeyim ki ona çok güzel bir kafes yaptık. Open Subtitles ولكنني أعترف بأننا شيدنا قفصاً رائعاً جداً
    Asla içinden çıkamayacağın bir kafes yapma. Open Subtitles إيّاك أنْ تصنع قفصاً لا تستطيع الخروج منه
    Bu kendi inşa ettiğin bir kafes sonsuza dek esir kaldığın, küçücük alanda volta attığın yer. Open Subtitles .هذا هو القفص الذي صنعته حولك .والذي يبقيك محاصرا للأبد في أصغر العوالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more