| Sana neden zayıf bir kalbin olduğunu söyleyeyim, Marcus. Onu hiç kullanmıyorsun. | Open Subtitles | * أخبرك لماذا لديك قلب ضعيف * ماركوس لأنك لم تستخدمه أبداً |
| Neredeyse bunu mahvetmeme rağmen biliyorum ki hâlâ bir kalbin var. | Open Subtitles | بالرّغم من أنّني حطّمتك تقريباً أعرف أنّكِ مازال لديك قلب |
| Yapma, Neil... adam gibi adam olman... bir kalbin olamayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | هيّا يا نيل ليس لأنك رجل فهذا يعني أنك لا تملك قلباً |
| Sadece kan, atan bir kalbin yapabileceği gibi onu tamir edemezdi... | Open Subtitles | مجرد الدم لا يمكن أن ينفع معها كما نفع مع قلبي المثقوب |
| - O zamanlar iyi olmadığımı ikimiz de biliyoruz. - İyi bir kalbin vardı ama. | Open Subtitles | أظنّ كلانا يعلم أنّي لم أكّن كذلك لكنّكَ ذو قلبٍ طيّب |
| Biliyorsun, biz aynı kalbi paylaşıyoruz ve bir kalbin iki parçası arasına hiçbir şey giremez. | Open Subtitles | تعرفين أنّنا نتشارك قلباً، ولا يمكن لشيء التفريق بين نصفَي قلب واحد |
| Güçlü bir kalbin varsa günah çıkarma ayini yapabiliriz. | Open Subtitles | إذا كان قلبك مثقلاً فلدينا سرُ الإعتراف |
| Belki iyi bir kalbin olduğunu gördü bizi ortada bırakmayacağını hissetmiş olmalı. | Open Subtitles | ربما رأى انه لديك قلبا طيبا لن تتركنا بمحنة, لديك ولاء للسرب |
| Senin gerçekten iyi bir kalbin olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أنه يعتقد أن لديك قلباً كبيراً حقاً |
| İyi bir kalbin olduğunu biliyorum, sevgilim ama bu kadının seni sömürmesine izin verme. | Open Subtitles | اعلم ان لديك قلبٌ طيّب ياحبيبي, |
| Bugün yeni bir kalbin olacak. Bunu düşünmeye çalış. | Open Subtitles | ستحصل على قلب جديد هذا اليوم أستمر بالتفكير في هذا |
| Senin bile ikimize yetecek kadar güçlü bir kalbin yok. | Open Subtitles | بل لم يكن لديك قلب قوية بما فيه الكفايه لكلا منا |
| Saf bir kalbin varsa ve niyetlerin iyiyse herkes seni izler. | Open Subtitles | إذا كان لديك قلب صافي ونوايا حسنة فسيتبعك الجميع |
| Kötü kaçakçı çocuğu oynuyorsun ama sanırım senin de bir kalbin olabilir. | Open Subtitles | تلعب دور المهّرب السيئ، لكنّي متأكدة أنّه لديك قلب هناك |
| Güzel bir kalbin olduğunu bilecek kadar iyi tanıyorum seni. | Open Subtitles | ولكنّنا بالكاد نعرف بعضنا أعرف مايكفي وهو أنّك تملك قلباً طيباً |
| Kalbi yok ama. Senin kocaman bir kalbin var. | Open Subtitles | ليس فيه أي قلب, و أنت تملك قلباً كبيراً |
| Çalışan bir kalbin olunca böyle olur. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما تملك قلباً يعمل. |
| Sadece kan, atan bir kalbin yapabileceği gibi onu tamir edemezdi... | Open Subtitles | مجرد الدم لا يمكن أن ينفع معها كما نفع مع قلبي المثقوب |
| Sahtedir. Temiz bir kalbin yoksa hiçbir şeydir. | Open Subtitles | إنها لاتعني شيئاً دون قلبٍ طاهر. |
| Temiz, temiz bir kalbin olması. | Open Subtitles | إبقاء .. إبقاء قلبٍ صافي |
| Biliyorsun, biz aynı kalbi paylaşıyoruz ve bir kalbin iki parçası arasına hiçbir şey giremez. | Open Subtitles | تعرفين أنّنا نتشارك قلباً، ولا يمكن لشيء التفريق بين نصفَي قلب واحد |
| Eğer ağır bir kalbin varsa günah çıkarma ayinimiz var. | Open Subtitles | إذا كان قلبك مثقلاً فلدينا سرُ الإعتراف |
| Bazen gerçekten bir kalbin var mı diye merak ediyorum. | Open Subtitles | -و أحيانا أتسائل يا ادوارد ، اذا كان لديك قلبا |
| Kaya gibi sağlam bir kalbin var. | Open Subtitles | هل لديك قلباً كالثور. |
| Gerçekten öylesin. Kocaman bir kalbin var. | Open Subtitles | إنك رائع، لديك قلبٌ كبير |
| Senin bir kalbin oluyor peki benim bundan ne çıkarım olacak? | Open Subtitles | ستحصل على قلب إذاً وعلامَ أحصل مقابل هذا الاتّفاق؟ |