| Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
| Yaratıcılığın, insana refakat eden kutsal bir ruh olup, insanlara, meçhul ve uzak bir kaynaktan, anlaşılmaz sebeplerle geldiğine inanıyorlardı. | TED | أعتقد الناس أن الإبداع كان روحاً إلهية مصاحبة جاءت إلى البشر من مصدر بعيد وغير معروف، لأسباب بعيدة وغير معروفة. |
| Güvenilir bir kaynaktan öğrendiğime göre Meksikalılarla bağlantı kurmaya başlıyormuş. | Open Subtitles | لقد وصلني من مصدر جيد أنه يبرم علاقة مع المكسيكيين |
| Güvenilir resmî bir kaynaktan bu güvenilir rakamlar verilince, katılımcılar dünyanın ısındığı gerçeğini kabul etmeye daha da yaklaştılar. | TED | تزويدهم بهذه الإحصائيات الموثوقة من مصدر موثوق جعلهم يتقبلون حقيقة أن الأرض تتعرض لاحتباس حراري. |
| Işığın tek bir kaynaktan, yukarıdan gelmesini bekler. | TED | فهي تتوقع أن تأتي الإضاءة من مصدر وحيد، لتضيء من الأعلى. |
| Çalışmalarımın ve fikirlerimin tanımlayamadığım bir kaynaktan geldiğini ben bile hissettim. | TED | تعلمون، حتى أن لدي عمل أو فكرة تأتيني من مصدر لا أستطيع تحديده بكل صراحة. |
| ötesinde bir kaynaktan, hayatının nefis bir parçacığında sana borç verilmiş olduğuna ve bitince de başkasına geçeceğine inanıyorsan, o kadar da zor olmaz. | TED | لكن ربما إذا أعتقدت أن تلك هبة لك من مصدر لا يمكن تخيله لجزء بديع من حياتك ليتم تمريره عندما تموت أنت، الى شخص آخر. |
| o suyun emin bir kaynaktan geldiğini hissediyorsunuz. | TED | وأنا متأكد أنكم تحسون أنها من مصدر آمن. |
| Evet ama güvenilir bir kaynaktan öğrendiğime göre bu işi yapabilecek en ileri teknoloji ürünü donanımlar sizdeymiş. | Open Subtitles | نعم لكنني عرفت من مصدر موثوق بأنك أنت فقط لديك التقنية الحديثة للقيام بهذا النوع من العمل |
| Oldukça güvenilir bir kaynaktan çetenin kırmızı başlıklı... ve ince ayaklı yaşlı Norveçliler tarafından oluştuğu... | Open Subtitles | سمعت ذلك من مصدر موثوق كانوا عصابة من النرويجين المسنين حمر الشعر وأقدامهم كانت صغيرة جداً |
| Bahsi geçen dökümanlar Ulusal Tehdit Değerlendirme Komitesi çerçevesinde, bilinmeyen bir kaynaktan. | Open Subtitles | الوثائق يقال أنها من مصدر مجهول وسط تهديدات من الأمن الوطني |
| Onu başka bir kaynaktan almış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون قد تم الحصول ذلك من مصدر آخر. |
| Günlüğü olmayan bir kaynaktan. | Open Subtitles | و أريد أن أعرف ما حدث حقاً من مصدر ليس لديه أهداف خاصة |
| Diğer yandan Lex genlerini çok daha kurnaz bir kaynaktan aldı. | Open Subtitles | أما ليكس فقد تلقى جيناته من مصدر محتال أكثر |
| Bu ışık inanılmaz güçlü bir kaynaktan geliyor. O olmalı! | Open Subtitles | هذا الضوء صدر من مصدر عظيم ذو قوة هائلة, لابد إنه هو. |
| Aslında, planları bir kaynaktan aldım ve dijital olarak şifrelenmişlerdi. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد حصلت على هذه المخططات من مصدر وقد كانت مشفرة رقمياً |
| Ama emin bir kaynaktan öğrendiğime göre Japonlar ipeklerini karaborsada satıyorlar. | Open Subtitles | و لكن علمت من مصدر موثوق به أن اليابانيين يتاجرون بحريرهم فى السوق السوداء |
| Ekip, ümit verici bir emareye denk geliyor ama oldukça nahoş bir kaynaktan. | Open Subtitles | الطاقم صادف إشارة مُشجّعة، بالأحرى مِن مصدر كريه |
| GIP'deki çok güvenilir... - ...bir kaynaktan aldım bu bilgiyi. | Open Subtitles | "JAP"هذا من مصدر موثوق داخل |
| Tüm bu enerji tek bir merkezden çıkıyor, tek bir kaynaktan: Güneş'ten. | Open Subtitles | كل هذه الطاقه تنتجها مركز واحد , مصدر واحد الشمس |
| Yukarıdan ve aşağıdan herhangi bir kaynaktan geliyor olabilir. | Open Subtitles | تخميني انه يأتي من عدة مصادر علوية وسفلية |
| Dün, bir kaynaktan e-posta aldım. | Open Subtitles | وصلتني البارحة رسالة إلكترونية من أحد مصادري |