| Dinle beni... ..ortada gırtlağı parçalanarak ölen bir keçi varsa, sebebi köpeğim olamaz. | Open Subtitles | اسمع اذا كان هناك عنزة مقتولة , من غير الممكن أن يكون هو. |
| Bana üç yaşında bir inek üç yaşında bir keçi, üç yaşında bir koç bir kumru ve bir güvercin yavrusu getir. | Open Subtitles | خذ لي عجلة ثلثية و عنزة ثلثية و كبشا ثلثيا و يمامة و حمامة |
| Güzel rüyalar görmeniz için baş masajı sizi bir keçi gibi zıplatmak için ayak masajı. | Open Subtitles | تدليكها يجلب النوم الهنئ تدليكها للساق سيجعلك تقفز مثل عنزة |
| Bölgede başarılı keçi teslimatları yaptı ve ünlü bir keçi doktoru oldu. | TED | قامت بنجاح في توليد الماعز في المنطقة، وأصبحت طبيبة ماعز شهيرة. |
| Aslında yüksekliği 90 cm yani bu fil bir keçi boyutlarındaymış. | Open Subtitles | ،بطول 90 سنتيمترا فحسب كان هذا الفيل بحجم ماعز |
| Bu bir keçi değil! Bu bir keçi değil! Bu bir keçi değil! | Open Subtitles | انها ليست عنزه ، انها ليست عنزه انها ليست عنزه |
| Orada olurum. - Elimde, bir keçi yüzüden birbirini öldürmek üzere olan bir kasaba var. | Open Subtitles | نصف سكان قرية يحاولون قتل نصف سكان قرية أخرى بسبب معزاة |
| İkiniz de defolun. Orada bir keçi var. Gidin, aşk hayatınıza renk katın. | Open Subtitles | أبحثوا عن عنزة هناك تستطيعوا ان تعبثوا معها |
| Neredeyse beni bir keçi karşılığında onlara veriyordun. | Open Subtitles | لقد كان بمقدورك أن تتاجر بى من أجل عنزة جمل .. |
| Eminim bu çiftlikte pastadaki ustalığımı takdir edecek bir keçi vardır. | Open Subtitles | حسنا، أنا متأكّدة أن هناك عنزة في هذه المزرعة ستقدّر موهبتي في الطبخ |
| bir keçi ve küçük bir büyü, Savurganlık sayılmaz. | Open Subtitles | الحصول على عنزة والقليل من السحر ليس تبذيرا |
| Daha önce bir keçi öldürmüş ve kanını balmumundan bir top içine koymuştunuz. | Open Subtitles | في وقت سابق ، قتلت عنزة وحصرت كمية من الدم في كرة من الشمع |
| Sürünün biri diğerinden bir keçi çalsa anında birbirlerini parçalamaya başlar bunlar. | Open Subtitles | البعض يسرقُون عنزة من نصيب أخرين. و قبل أن تعرف هذا, يقومُون بتَمزيق بَعضهم إلى أشلاء. |
| Hayır! Bu adamın arka bahçesinde bir keçi kesmeyeceğiz. | Open Subtitles | لا , لا , لن نقوم بقتل ماعز في حديقة الرجل |
| Dışarıda taşakları neredeyse bir balkabağı kadar olan bir keçi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت ماعز هناك لديه مكسرات بحجم القرع. |
| 14 Ekim' de bir keçi öldürdü biz ne olduğunu bile bilmeden ve bulunması gereken yere, hapse atıldı. | Open Subtitles | لقد قتل ماعز باليوم الـ14 قبل أن يعرف أيّ أحد مننا ماحدث وقد كان حينها بالحبس، المكان الذي يجب أن يتواجد به الآن. |
| On kutu kâğıt mendil ya da bir keçi kazanın! | Open Subtitles | اربح 10 علب من الشراشف او ماعز |
| bir keçi yavrusu kadar temiz ve masumum. | Open Subtitles | أنا نظيفٌ و بريء كطفل ماعز ٍصغير |
| Bu bir keçi değil! Bu bir keçi değil! | Open Subtitles | انها ليست عنزه ، انها ليست عنزه |
| "bir keçi bir ailenin bir yıllık süt ihtiyacını karşılayabilir." | Open Subtitles | " معزاة واحدة يمكنها تزويد عائلة " "بما يكفي من الحليب لمدة عام" |
| Onu bu yüzden seviyorum. Ben de onu seviyorum ama hala inatçı, yaşlı bir keçi. | Open Subtitles | لهذا انا معجب به انا معجب به ايضا، لكنه يظل كبشا عنيدا |
| Sen onları soyunup küçük bir keçi kurban etmeye davet ettin. | Open Subtitles | لقد دعوتهم لخلع ملابسهن وللتقدم بوقاحه اكثر |