| Çevremizde 338 mermi çaplı Barett tüfekli bir keskin nişancı olabilir. | Open Subtitles | محتمل وجود قناص عسكري في المنطقة مسلحٌ ببندقية قنص عيار 338 |
| Applebee's'de beni vurmak isteyen bir keskin nişancı falan yok." | Open Subtitles | لا يوجد قناص يبحث عنى فى مطعم ابيلبيز , لا |
| Belki de FBI Cinayet müfettişi olmuş eski bir keskin nişancı asker bilir. | Open Subtitles | ربما قناص عسكري جوَال و قد أصبح محققاً في الجرائم الفيدرالية يعرف |
| Eğer bir keskin nişancı, hedefine bu kadar yaklaşmışsa, bu kurbanının beynini, kaldırıma saçmak içindir. | Open Subtitles | قناص جيدة للحصول على هذا يزعج المقربين , انها لنشر رجل العقول عبر الرصيف |
| Bahse girerim, şu jigae şişesinin arkasında bir keskin nişancı saklanıyor. | Open Subtitles | واراهنك ان هناك قناص مختبىء فى زجاجة النبيذ هذة |
| Minibüsle Shannon ve Kelly'yi götürürken bir keskin nişancı onu başından vurmuş. | Open Subtitles | أصابه قناص في رأسه بينما كان يقود شاحنتهم |
| Üzerinize hedef almış İyi eğitimli bir keskin nişancı var, Bay Chambers. | Open Subtitles | مفاوضلعائلةالرهنية حسنا، هناك قناص مصوّب عليك يا سيد تشامبرز |
| Özel eğitimli bir keskin nişancı tarafından etkisiz hale getirildim. | Open Subtitles | لقد هاجمني قناص متمرس من البحريه و انا متخرج منذ ثلاثه اسابيع من الاكاديميه |
| Suçlu bir keskin nişancı. Yani genellikle ordudan ya da kolluk güçlerinden olabilir. | Open Subtitles | قناص مجرم، أعني عادةً إنه عسكري أو من القوات الخاصة |
| Şüpheli, yetişmiş bir keskin nişancı, şehir savaşına uzak değil. | Open Subtitles | المشتبه به قناص متمرس معتاد على حرب المدن |
| Bak şurada bir keskin nişancı var. O tarafta da bir tane var. | Open Subtitles | انظر للأعلى، يوجد هناك قناص وهناك واحد آخر |
| İyi eğitilmiş, birinci sınıf bir keskin nişancı bir suikaste tanıklık ettiğinde, her şeyi garantiye aldığımızı düşünürsün. | Open Subtitles | تظن عندما ذو تريب عالي قناص عالمي، شاهداً على عميلة إغتيال سيكون كل شيء مخيطاً تماماً |
| Çaylak bir keskin nişancı uzman kimliğini geliştirmeye çalışırken dönüştürücü bir süreçten geçer. | Open Subtitles | قناص مبتدأ كان ليمر بعملية إنتقالية خلال نضاله لتكوين شخصية محترفة |
| Uzaktan izleyen iki araba, bir keskin nişancı ve ambulans. | Open Subtitles | سيارتان، وموقف مغطى مع قناص وسيارة إسعاف |
| Bir Jedi'yı dandik bir keskin nişancı ateşiyle öldürebilen bir embesile. | Open Subtitles | اية ابلة يمكنه ان يقتل جاداي بضربة قناص سيئة |
| Jedi Obi-Wan Kenobi'yi, sadece bir keskin nişancı tüfeğiyle öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل الجاداي اوبي وان كانوبي لكن ببندقية قناص |
| Genç bir çocuk var, Irak savaşından madalyalı bir keskin nişancı, özel kuvvetten. | Open Subtitles | لدي فتى شاب هنا , قناص معدل من الحرب العراقية |
| Bu akşam saatlerinde, bir keskin nişancı tarafından Carlos'a şoka yola açan bir ilaçlı ok atılmış. | Open Subtitles | بوقت سابق من هذه الليله أطلق عليه قناص عقار مسبب لنوبه قلبيه |
| Atışlar akşam 12:27'de görülmemiş bir keskin nişancı tarafından Archer Plaza'dan yapılmış. | Open Subtitles | هذا ما نعرفه تم إطلاق رصاصت في ساحة أرتشر بلازا من قبل قناص مجهول عند الساعة 12.27 ظهرا |
| O bir keskin nişancı, bu da demek oluyor ki onun öldürme bölgesi mesafeyi içine katıyor. | Open Subtitles | لأنه قناص و ذلك يعني منطقة القتل المريحة له تتضمن وجود مسافة |