| Bana yüksek seviye erişim izni olan bir kimlik oluşturman gerek. | Open Subtitles | احتاج منكِ ان تقومي بإختلاق بطاقة هوية لي ذات تصريح عالي |
| Şunu demeliyim ki, bir toplum olarak tek bir kimlik konusunda hem fikir olmayışımızı makul buluyorum. | TED | يجب أن أقول أنني أجده نوع من التصنيف، كمجتمع لا نستطيع الإتفاق على هوية واحدة. |
| Size yeni bir isim, yeni bir iş ve yeni bir kimlik vereceğiz. | Open Subtitles | سنعطيكم اسم جديد ، وظيفة جديدة ، هويّة جديدة |
| Her diskin üzerine lazerle, bir kimlik numarası kazınmış. | Open Subtitles | ومحفورا بالليزر كل أسطوانة مع معك بطاقة تعريف عدد. |
| Birini seç. Çünkü Ml6 sana yeni bir kimlik de verecek. | Open Subtitles | اختار واحد, لان الإم آي 6 ايضا ستقوم بترتيب هوية جديدة. |
| Aptalca görünebilir, ancak geçerli bir kimlik ve telefon faturası olmadan | Open Subtitles | ربما يبدوا هذا سخيفا, ولكنك لا تستطيع الحصول على بطاقة مكتبه بدون هويه |
| bir kimlik kartı olmadan işe başvuramıyorsunuz. | TED | وبدون بطاقة هوية لا يمكنك أن تتقدم لوظيفة. |
| Sonunda Hassan’ın yardımıyla bir kimlik kartı alabildi. | TED | وأخيرًا، أمكنها الحصول على بطاقة هوية بمساعدة حسان. |
| Biraz uğraşan herkes kendisine uygun bulduğu bir kimlik edinebilir. | Open Subtitles | أي شخص يمكنه الحصول على بطاقة هوية مناسبة |
| Ve ne oldu? Bilinmeyen, tanınmayan, isimsiz kişi kişi bu iletişim ağıyla kontağa geçer ve sonra bir kimlik alır | TED | شخص مجهول الشخصية والوجه والإسم يحتك بهذه الشبكة ومن ثم يحصل على هوية. |
| Şimdi tamamen sahte bir kimlik için uğraşmam gerekecek. | Open Subtitles | الآن يجب أن أحصل على هوية وشخصية وهمية جديدة |
| Evet, yeni bir kimlik bulmam kısmı hariç. | Open Subtitles | أجل ، عدا الجزء الذي علي . أن أجد فيه على هوية جديدة |
| Bu herife yeni bir kimlik ayarlaman lazım. Onu şehirden çıkart. | Open Subtitles | يتعيّن أن تجهّز هويّة جديدة لهذا الرجل وتخرجه من المدينة. |
| Söyleyebileceğimiz en iyi şey, eve dönüşü sırasında ordu kimliği çalınmış ve bunu yapan kimse yeni bir kimlik yaratmak için kullanılmış. | Open Subtitles | أفضل مايكننا تخمينه أنهفيمكانماأثناءالعودة، تمت سرقة هويّتها العسكرية. ثمّ إستخدامها لصنع بطاقة هويّة جديدة. |
| Hyun Woo, merkeze gitmelisin. Senin için yeni bir kimlik kartı çıkarıldı. | Open Subtitles | هيون وو عليك العوده للمقر الرئيسي وتصدر لك بطاقة تعريف جديده |
| Kazanan olmayan bir oyun gibi hissettirmişti. Yeni bir kimlik elde etmek ya da kazanabilmek için eski kimliğimden vazgeçmek zorundaydım. | TED | شعرت بأنها لعبة محصلتها صفر، بحيث أنني يجب أن أتخلى عن هويتي القديمة لأستطيع اكتساب هوية جديدة. |
| Ama şurada alttaki bu metal çok daha yeni ve üzerinde modern bir kimlik tanımlaması var. | Open Subtitles | ذلك المعدن بالأسفل أكثر حداثه علاوة على وجود طابع هويه حديث |
| Sana yeni bir isim, yeni bir kimlik, yeni anılar vermeyi başarmışlar demektir. | Open Subtitles | يعني إنهم نجحوا بأن يعطوك إسم جديد و هوية جديدة وذاكرة جديدة وكل شئ فيك سيكون جديداً |
| Sana yeni bir isim, yeni bir kimlik, yeni anılar vermeyi başarmışlar demektir. | Open Subtitles | بأنهم نجحوا في إعطائك اسم جديد وهوية جديدة ومجموعة جديدة من الذكريات، كل شيء. |
| Dosya raporunda kıza ait herhangi bir kimlik yok. | Open Subtitles | لا يوجد هوية لهذه الفتاه في تقرير القضية |
| - Radarda bir kimlik var mı? | Open Subtitles | لدينا معرف على الرادار لدينا؟ |
| Davanın diğer tarafı 10 yıl önce sahte bir kimlik yapmış | Open Subtitles | الموكّل في الجانب الأخر من قضيتنا قام بتزوير هويّات قبل 10 سنين |
| Yatırım yapmak için yeni bir kimlik gerekli. | Open Subtitles | اذا اردت ان تستثمر, تحتاج لهوية |
| Onu yok edip, yeni bir kimlik verirsek yeniden başlayabileceğini düşündük. | Open Subtitles | نعتقد أننا نستطيع دفن هذا للأبد إنشاء هوية جديدة البدء من جديد |
| Niçin evinde sahte bir kimlik ve 60.000 dolar nakit olduğunu biliyor musunuz? Hayır. | Open Subtitles | إذن ليس لديك فكرة عن السبب أنّه يملك بطاقة هويّة مُزيفة و60.000 دولار نقداً؟ |
| Görünüşe bakılırsa bu şeye girebilmek için bir kimlik kartı gerekiyor. | Open Subtitles | من الواضح انك تحتاج الى بطاقه شخصيه للدخول الى هنا |