| Gerçek, bir kitabın içindeki bir cümle gibi okunmayı bekliyor. | Open Subtitles | أنوار الحقيقه واضحه كأنها مطبوعة في كتاب آمل ان تكون ليدا |
| Her tat kendini birer birer açıyor bir kitabın bölümleri gibi. | Open Subtitles | كيف تبدأ كل نكهة بالظهور واحدة بعد الأخرى. مثل فصل في كتاب. |
| günümüzde hazine gibi korunan... eşsiz bir kitabın sayfaları gibi... üzerlerinde çalıştılar. | Open Subtitles | قاموا بدراستهم كما لو أنهم كانوا صفحات في كتاب فريد من نوعه و اليوم يخبئونهم كما لو كانوا كنزاً |
| Yayınlanacak bir kitabın bar. Baban çok heyecanlı olmalı. | Open Subtitles | لديك كتاب سينشر لابد أن والدك سعيد |
| Dinle, ileri seviye bir kitabın var mı? | Open Subtitles | هل لديك كتاب متطور اكثر ؟ |
| Güzel bir kitabın içinde kaybolma sevinci artık aynı değil. | Open Subtitles | متعة الانغماس في كتاب جيّد ليست تماماً كما تعني |
| Engebeli dağlar gibi metinlerle dolu bir kitabın içinde, bu an nasıl derinden farklı olabilir? | Open Subtitles | في كتاب يعج بكمية هائلة من النثر، كيف هذه المرة يكون مختلفًا تمامًا؟ |
| O buradaydı. bir kitabın içinde bir cep telefonu bıraktı. | Open Subtitles | هو كان هنا ترك هاتف خلوي في كتاب |
| Çünkü her zaman burnunu bir kitabın ya da başka bir şeyin içine sokuyorsun. | Open Subtitles | فقط تضعين أنفك دائما في كتاب أو شيء ما |
| - Yüzünü bir kitabın içine sokarak mı? - Bunu sen söyledin. | Open Subtitles | - بوجهك إلتصق في كتاب المكتبة؟ |
| Kolejde bir kitabın arasından çıktı. | Open Subtitles | وجدته في كتاب في الكلية |
| bir kitabın boş sayfası. | Open Subtitles | مساحه فارغ في كتاب |
| Choi Seon Young'un evinde ona ait eşyalara bakarken bir kitabın içinde bulduk. | Open Subtitles | عندما كنا نبحث ( ببعض الحاجيات الموجودة بمنزل ( تشوي سيون يونغ وجدناها في كتاب |
| Senin çıkmış bir kitabın yok. | Open Subtitles | لايوجد لديك كتاب هنا |
| bir kitabın var. | Open Subtitles | لديك كتاب. |