| Hanımefendiler ve beyefendiler, içinizden herhangi birisi, bana tanıdığı Bir komşusu, bir arkadaşı veya bir akrabasının yardım alarak zenginleştiğini söyleyebilir mi? | TED | سيداتي وسادتي، هل يمكن لأي أحد منكم أن يخبرني جار أو صديق أو قريب يعرفه، أصبح غنياً عن طريق الإغاثة؟ |
| Bay Lomax'ın yeşil arazi aracı kullanan Bir komşusu varmış ama kendisini gün boyu hiç görmemiş. | Open Subtitles | شخص يدعى السيد لوماكس لديه جار مع سيارة رياضية خضراء ولكنه لم يراه كل اليوم |
| Aradığımız kişi bu değil. Kadının kablosuz ağına erişebilen Bir komşusu falan olmalı. | Open Subtitles | ،ليست هي، لابد أنه جار أو شخص ما قريب منها شخص يستطيع الدخول عبر شبكتها اللاسلكية |
| Sonra tekrar onları içeri almış ve mutfak masasının etrafına oturtmuş ve Bir komşusu uğramadan önce yemek yemiş. | Open Subtitles | بعدها أحضرتهم إلى داخل المنزل وقامت بوضعهم حول طاولة المطبخ وتناولتهم كوجبة قبل أن يعرج عليها جارها |
| Arkadaşı ve güvendiği Bir komşusu olan Carl Langbehn'e danıştı. O da bir darbeciydi. | Open Subtitles | فأستشارت جارها وصديقها الموثوق به كارل لانجباين) متورط أخر فى المؤامره) |
| Koridorda Bir komşusu beni durdurdu. Polisin geldiğini söyledi. | Open Subtitles | أوقفني أحد الجيران في الرواق وأخبرني أنّ الشرطة هناك، |
| Aradığımız kişi bu değil. Kadının kablosuz ağına erişebilen Bir komşusu falan olmalı. | Open Subtitles | ،ليست هي، لابد أنه جار أو شخص ما قريب منها شخص يستطيع الدخول عبر شبكتها اللاسلكية |
| Birkaç gün sonra, Bir komşusu kokudan şikayetçi olmuş. | Open Subtitles | بعدها ببضعة أيام، تقدم جار ببلاغ، بسبب الرائحة الكريهة. |
| Bir komşusu güneş doğmadan polisleri aramıştı. | Open Subtitles | اتصل جار بالشرطة قبل شروق الشمس |
| Ninemin köpeğine araba çapmış Bir komşusu vardı. | Open Subtitles | جدتي كَانَ عِنْدَها a جار الذي كلبه ضُرِبَ بa سيارة. الكلب عاشَ، |
| Öfkeli Bir komşusu ya da müvekkili var mıydı? | Open Subtitles | أكان هناك جار غاضب، عميل من العمل؟ |
| - Bir komşusu saat 11:14'de polisi aramış. | Open Subtitles | - إستدعى جار الشرطة في 11: 14 مساء |
| Sadece Bir komşusu ve kızı mı? | Open Subtitles | جار وإبنته فقط؟ |
| Evde değilmiş, ama Bir komşusu evden eşofmanlarıyla ayrılırken görmüş bu tuhaf, çünkü şehirdeki hiç bir spor salonunda üyeliği yok. | Open Subtitles | هي لم تكن هناك ولكن أحد الجيران رآها تخرج وهي مرتديه بعض ملابس التمارين، وهو غريب لأنها لا تملك بطاقة العضوية في اي صالة رياضية في المدينة، |
| Bir komşusu. | Open Subtitles | أحد الجيران. |