"bir kurdun" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذئب
        
    • الذئب الذي
        
    • أن الذئب
        
    Kabaca bir kurdun 50 mil çapındaki bölgesine eşittir. Open Subtitles مثله مثل ذئب الغابة في مكان ما ضمن دائرة نصف قطرها 80 كم
    Yıldızların ışığında çekim yapabilen bir kamera burada bir kurdun olmasının yanı sıra çok şaşırtıcı bir biçimde davrandığını da ortaya çıkardı. Open Subtitles أظهرت كاميرا ليلية أنه لم يكن هنا ذئب وحسب لكنه كان يتصرّف بنمط مدهش جداً.
    Etrafındaki yıldızları takip edersen, bir kurdun kafasını oluşturuyor. Open Subtitles إذا تتبعت النجوم حولها فسترى شكل رأس ذئب
    Tıpkı bir kurdun insanları öldürmesi gibi vahşice olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles قالوا أنه كان وحشيًا جدًا مثل الذئب الذي يقتلُ الناس
    - Büyükannem bize saldıran bir kurdun kürkünden dikti. Open Subtitles ـ من أين حصلتِ عليه؟ ـ جدتي صنعته ليّ من جلد الذئب الذي هاجمنا
    bir kurdun, sürüsüne yerini belli etmek için uluduğunu söylemiştin doğru mu? Open Subtitles أنت قلت أن الذئب يعوي كي يوضح موقعه لبقية المجموعه أليس كذلك ؟
    Anayol'un 16. kısmındayım. Kötü bir kurdun kaçırdığı iki ufak kuzu buldum. Open Subtitles لدي حملين صغيرين يحيط بهما ذئب مجنون كبير
    bir kurdun derisinin altına saklanıp sessizce beklerler, ...sen ne olduğunu anlamadan üzerlerine basarsın. Open Subtitles يمكنهم الاختفاء تحت جلد ذئب بهدوء لدرجة أنك قد تدوس عليهم من غير علمك
    Ölüsünden ziyade evcilleştirilmiş bir kurdun daha çok işine yarayacağını bilir. Open Subtitles فهي تعرف أن ذئب مروّض أنفع لها من ذئب ميت
    Adli tabip bir kurdun öldürdüğünü söylerse, buranın 1.5 km etrafında bir arama yapacağız ki buna sizin mülkünüz de dahil olacak. Open Subtitles التحقيق يقضي بأنه قتل ذئب لذا سأقوم بتمشيط المنطقة لميل واحد والتي يوجد بها أرضك
    Vampirlere karşı bir sempatim yoktur ancak bir kurdun cadılar tarafından öldürülmesine izin veremem. Open Subtitles ليس لدي أي حب مصاصي الدماء، لكن لن أسمح ذئب أن يكون قتل على يد السحرة.
    Sizin hakkınızda, onu bir kurdun içinden çekip çıkardığınızı söyledi. Open Subtitles ذَكرت شيئاً عَن جَذبكم لها مِن داخِل ذئب.
    bir kurdun ayak izinde biriken yağmur suyunu içtiğinde ne olduğunu anlatan eski hikâyeyi duymuşsundur. Open Subtitles لقد سمعتِ القصة القديمة بشأن ما يحدث لمَن يشرب مياه المطر من أثر قدم ذئب.
    Bir keresinde gece kulübünde seksi bir tavşan gören bir kurdun olduğu bir çizgi film izlemiştim kurdun ağzının suyu akmıştı. Open Subtitles شاهدت ذات مرة كارتون شاهد فيه ذئب أرنبة مثيرة في نادي ليلي وطلع لسانه من فمه على شكل درجات سلم
    Yavru bir kurdun dışarıda kendi başına yaşayabilme şansı nedir? Open Subtitles مافرص أن يستطيع ذئب المعيشة لوحده؟
    Senin için bir ayıdan ziyade bir kurdun daha uygun olacağını düşündüm. Open Subtitles ظننت أن الذئب سيكون مناسباً أكثر من الدب
    Bekâr bir kurdun sürüsünden ayrı yaşayamayacağını bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعلم أن الذئب الوحيد لا ينجو بدون مجموعة ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more