| - Evet. Çocuklarla olduğunuz süre içinde, bir mahkeme yetkilisi yanınızda olacak. | Open Subtitles | سيرافقك مبعوث من المحكمة وأنت تقضى وقتك مع أولادك |
| Belki karar alma yeteneğini kaybettiğini belgeleyen bir mahkeme kararıyla istemese de tedavi edebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكن أن نحصل على أمر من المحكمة و نطغى على قرارها ندعي أنه حالتها لا تسمح باتخاذ قرار كهذا |
| Yani bir mahkeme olacak mı? | Open Subtitles | هل تعنى أن تقول بأن هناك محاكمة عسكرية ؟ |
| Beyler, buranın bir mahkeme salonu olduğunu hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | أيها السادة, هل أحتاج تذكيركم, بأنكم في محكمة قانونية؟ |
| Burası bir mahkeme değil ve sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | ، هذه ليست قاعة محكمة وليس من الضرورى أن أجيب على أسئلتك |
| Hızlı bir mahkeme bulmalıyım, sizi sonra ararım. | Open Subtitles | ، علىّ أن أجد لنا مكانا ً للإجتماع سأتصل بك لاحقا ً |
| Belki karar alma yeteneğini kaybettiğini belgeleyen bir mahkeme kararıyla istemese de tedavi edebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكن أن نحصل على أمر من المحكمة ونطغى على قرارها ندعي أن حالتها لا تسمح باتخاذ قرار كهذا |
| Klinikteki görevini yapamayacağını söyleyen bir mahkeme kararı olması güzel. | Open Subtitles | جميل أن يكون لديك أمر من المحكمة يعفيك من العمل بالعيادة |
| "İtirafının baskı altında yapıldığından reddedildiğine" dair bir mahkeme kararı var elinde. | Open Subtitles | لديه أمر من المحكمة يقضي بأنه أعترف تحت الإكراه |
| Aksi takdirde bir mahkeme kararı çıkartmamız gerekecek ve çıkartabilir miyiz bilemiyorum. | Open Subtitles | والا سيكون علينا ان نحصل عل امر من المحكمة ولا اعلم اذا كان بامكاننا الحصول على واحد |
| Biliyor musun, bu dediğin şey, çalışanların tırnaklarına bakmamız için oldukça geçerli bir mahkeme emri çıkartma sebebi. | Open Subtitles | هذا يبدو مثل وصفة مثالية لأمر من المحكمة لفحص هؤلاء الموظفين. |
| Annem öldürülmeden hemen önce bir mahkeme dosyasının talebinde bulunmuş, ve o dosya kayıp. | Open Subtitles | طلبت أمّي ملفاً من المحكمة قبل قتلها وقد إختفى هذا الملف |
| Sana avukat olduğumu söylemiştim. Ve onlarda bir mahkeme olmayacağını görünce bunları bana verdiler. | Open Subtitles | لقد قلت لهم أني محاميك وأعطوها لي عندما رأوا بأنه لن يكون هناك محاكمة |
| Peki, aynen söylediğin gibi... bir mahkeme olmayacak. | Open Subtitles | حسنا وكما قلت أنت لن يكن هناك محاكمة |
| Efendim,Yüzbaşı Karan Veer Dogra casusluk suçlamasıyla Çinli bir mahkeme tarafından yargılanacak. | Open Subtitles | الكابتن كاران فير دوغرا سوف يحاكم في ... محكمة صينية بتهم التجسس |
| O bir mahkeme tarafından yargılanacak ve... tüm dünyanın gözleri önünde idam edilecek. | Open Subtitles | هو سيدان في محكمة قانونية و سيتم اعدامة امام العالم |
| Burası bir mahkeme değil ve sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | ، هذه ليست قاعة محكمة وليس من الضرورى أن أجيب على أسئلتك |
| Burası sadece başka bir mahkeme ama St. Peter'mış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | إنها مجرد قاعة محكمة أخرى لكنهم يعاملونها وكأنه مكان ذي طابع خاص |
| Hızlı bir mahkeme bulmalıyım, sizi sonra ararım. | Open Subtitles | ، علىّ أن أجد لنا مكانا ً للإجتماع سأتصل بك لاحقا ً |
| Eğer buraya teker teker ve silahsız olarak gelirseniz, ...hepinizi zincire vuracağım ve adil bir mahkeme için İngiltere'ye götüreceğim. | Open Subtitles | إذا سلمتم أنفسكم فردا فردا متخلين عن أسلحتكم فقط سأضعكم في السجن وآخذكم معي لإنجلترا وستواجهون محاكمة عادلة |
| Mississippi'de adil bir mahkeme olabilir mi, Bay Brigance? | Open Subtitles | كيف يمكنك الحصول على محاكمة عادلة؟ |