"bir manastıra" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى دير
        
    • إلى الدير
        
    • وتحصنت في ديرٍ
        
    • دير في
        
    Fransa'ya dönecek ya da Afrika'da daha güvenli bir manastıra gideceğiz. Open Subtitles إما أن نعود إلى فرنسا أو نذهب إلى دير آمن في إفريقيا
    Babam beni bir manastıra göndermekle tehdit etti. Open Subtitles حسناً ، لقد هدّدني أبي أنّه سيرسلني إلى دير للراهبات
    Üçü tutuklandı ya da öldürüldü, dördüncü bir manastıra sığınmış. Open Subtitles ثلاثة منهم تم اعتقالهم أو تم قتلهم و الآخر لجأ إلى الدير
    Öyleyse, saltanattan çekilip, kendimi bir manastıra kapamalıyım. Open Subtitles فيجب علي إذاً أن أتنازل عن ولاية العهد, وأرتحل إلى الدير
    La Paz'ın güneyinde küçük bir manastıra saklandım. Open Subtitles وتحصنت في ديرٍ صغير جنوب "لا باز".
    Meksika'da bir manastıra gitti. Open Subtitles ذهبت الي دير في .مكان ما بالمكسيك
    Hatta beni zinadan tutuklattırabilir ya da daha da kötüsü beni bir manastıra sürgün ettirebilir. Open Subtitles يمكنه حتى أن يتسبب بأعتقالي بتهمة الزنا أو أسوأ من ذلك، إبعادي إلى دير
    İki yılda bir yeni bir manastıra gitmemiz lazım. Open Subtitles كل سـنتين يجب أن ننتقل إلى دير جـديد.
    "Belinda'nın oğlu, onu Catskill'de bir manastıra götürdü." Open Subtitles "إبن "بليندا" أخذها إلى دير في منطقة "كات.سكيلز
    Lily'nin ailesi seni evlatlık vermeye zorladı ve onu kuzey denizindeki bir manastıra yolladılar. Open Subtitles عائلة (ليلي) أجبرتها على التخلي عنك. وأرسلوها إلى دير في الجنوب.
    Sonunda bir manastıra kaçtı. Open Subtitles وهربت هي في النهاية إلى دير
    bir manastıra katılıp, azize olmak istemiştim. Open Subtitles كنت أرغب في الإنضمام إلى الدير و من ثم أصبح قديسة
    16 yaşıma geldiğimde, benden büyük bir delikanlıyla takılmaya başladım. O bunun bizim küçük sırrımız olmasını istedi ve ben de söylenileni yaptım, yapmaz mıyım? Sonra babam öğrendiğinde, beni direk olarak bir manastıra yolladı. TED عندما أصبحت بعمر السادسة عشر، بدأت العبث مع هذا الشخص الذي يكبرني في العمر، وأراد أن نحتفظ بذلك السر، ففعلت كما أراد مني، أليس كذلك، وعندما عرف والدي بالأمر، أرسلني مباشرة إلى الدير.
    -Öyleyse beni bir manastıra ver! Open Subtitles أرسليني إلى الدير, إذا إلى الروح القدس
    Eğitim almak üzere Hampton'daki bir manastıra gönderileceksin. Open Subtitles سيتم إرسالك إلى (هامبتون) إلى الدير ليتم تعليمك
    birkaç gün içinde yok olur, sonra onu bir manastıra yollarız bu arada, bu küçük iz cevap veremeyeceğimiz sorular getirebilir ya Isabel'le olan bağlantısını çözerlerse, benim kuzenim olduğunu biliyorlarsa? Open Subtitles في خلال بضعة أيام ستكون قد اختفت، وعندها يمكن أخذها إلى الدير. خلال ذلك، هذه العلامة الصغيرة من الممكن أن تقودنا إلى أسئلة لا نستطيع الإجابة عليها. ماذا لو ربطوا هذا الأمر بـ(إيزابل)، إذا اكتشفوا أنها ابنة خالي؟
    La Paz'ın güneyinde küçük bir manastıra saklandım. Open Subtitles وتحصنت في ديرٍ صغير جنوب "لا باز".
    Onları Teth gezegenindeki bir manastıra kadar takip ettik. Open Subtitles لقد دخلوا في دير , في الكوكب العاشر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more