| Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. | TED | ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله. |
| Bu oranın müdüründen bir mektup -- "şeker miktarının yetersiz olduğundan" şikayetçi. | TED | هذه رسالة من المدير، قلقا إزاء عدم المساواة في ما يخص السكر |
| Lütfen büromdan gelecek bir mektup için postanıza bakar olun. | Open Subtitles | هلا يمكنك تفقد بريدك لتستلم خطاب من مكتبي، من فضلك؟ |
| bir mektup yazdım ya da o yazdı ve ben imzaladım. | Open Subtitles | كتبت خطاباً أو أنها كتبته ووقعته .. لا أتذكر |
| Geçen gün sizin aracılığınızla bir mektup göndermiştim. Hatırladınız mı? | Open Subtitles | ارسلت رساله في ذلك اليوم ان كنتي ما زلت تذكرين.. |
| Fakat bundan üç hafta sonra, başka bir mektup ulaşır, ve şöyle söyler : | Open Subtitles | ثم بعد ثلاثة أسابيع من ذلك، وصلت هذه الرسالة وفيها يقول: |
| Bunu bir itirazım yok Bay Davies. Harika bir mektup olabilir. | Open Subtitles | لا جدال في ذلك يا سيد ديفيز إنها رسالة جيدة |
| Ve bir gün, durup dururken, Jenny'den bir mektup geldi, | Open Subtitles | وذات يوم ذو سماء زرقاء صافية وصلتنى رسالة من جينى |
| Az önce David Keene'den bir mektup aldım. CPAC mitingini o yönetmiş. | Open Subtitles | تلقينا رسالة من ديفيد كين وقد أدار مؤتمر سي بي أي سي |
| İsviçre'de bir bankadan adıma 100 milyon sterlin yatırıldığına dair bir mektup aldım. | Open Subtitles | لكني استلمت رسالة من مصرف في سويسرا انه لدي ايداع في رقم حساب |
| Birkaç hafta sonra, bölüm, ev sahibinden bir mektup aldı cesurca gösterilen efordan dolayı bize teşekkür ediyordu evini kurtardığımız için. | TED | بعد عدة اسابيع تلقت المنظمة .. رسالة من صاحبة المنزل تشكر فيها الجهود المبذولة ذلك اليوم في انقاذ منزلها |
| Fakat bir gün 1995' te, annem eve iş arkadaşının kız kardeşinden bir mektup getirdi. | TED | لكن في أحد الأيام من عام 1995، أحضرت والدتي معها رسالة من شقيقة إحدى زميلاتها في العمل |
| Geçen hafta Bella Teyzeden bir mektup aldım. | Open Subtitles | لقد وصلنى خطاب من العمة بيلا الأسبوع الماضى |
| Aslında, mahkemeden sonra, o bana bir açık sözlü bir mektup yazdı. | Open Subtitles | بالواقع، بعد المحاكمة، كتبتَ لي خطاباً توضح ذلك |
| İyi haberler bu kadar. Vatandaş'tan bir mektup daha geldi. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الاخبار الجيده وصلتنا رساله اخرى من مواطن |
| Taslak bir mektup ama gerçekten imzalıyormuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | انها رسالة مكررة ولكنها تبدو وكأنه يوقعها فعلا |
| Görünüşe göre biriniz girişteki dolap bölmelerine bir mektup bırakmış. | Open Subtitles | يبدو أن احدكم ترك رسالة في كل صناديق بريد الأعضاء |
| bir mektup vardı korkarım ki kayboldu gitti. | Open Subtitles | .. هناك رسالة واحدة فقط وأخشى إنها إختفت |
| Bu konuda milletvekiline bir mektup yaz istersen. | Open Subtitles | ربما تريد ان تكتب رسالة الى عضو الكونغرس لتكلمه عن هذا |
| Yazması zor bir mektup, bu yüzden kısa tutacam. | Open Subtitles | من الصعوبه أن أكتب هذا الخطاب لذا سأجعله مختصرا |
| - Yemekten önce bir mektup yazacağım, izin verir misiniz? | Open Subtitles | هم. لدي بريد إلكتروني لكتابة قبل العشاء. |
| Bu meseleyi halletmesi için de... bu gece birine bir mektup yazacağım. | Open Subtitles | سأبعث برسالة لرجل الليلة سيتولى ذلك الامر لنا |
| Evet... Komisyona tahliyeyi tavsiye edecek bir mektup yazıyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأكتبُ رسالةً للمجلس أوصي بإطلاقه |