| Yani bu... bu büyük bir mesele değil, değil mi? | Open Subtitles | لذا فهذا... هذا ليس أمراً مُهمّاً ، صحيح؟ |
| Aslında o kadar büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | {\pos(192,200)} ليس أمراً كبيراً في الواقع. |
| Bu büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | يتم اعتماد أنت. وهي ليست صفقة كبيرة. |
| Bunu unutmaya çalış tamam mı? Çok da büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | لا عليك،انها ليست صفقة كبيرة. |
| Ama holding sahibi bir kodamanın karısı olmak şahsi bir mesele değil. | Open Subtitles | لكن، تُصبح الزوجة لتكتل كبير ليست مسألة شخصية. |
| Bu şahsi bir mesele değil. Bilimin ilerlemesi için. | Open Subtitles | إنّها ليست مسألة شخصيّة، بل لأجل تقدّم العلم. |
| Bu teknolojik bir mesele değil, ve bu dağılımı yaptığımız zaman park yapmak hiç bir anayasada anayasal bir hak olarak yer almadığını unutmamalıyız. | TED | هذه ليست مشكلة تكنولوجية، ويجب أن تذكر حين نجري ذلك التقسيم أنه ما من دستور في العالم، يعتبر ركن السيارات حق دستوري. |
| Bu öyle vergi koyarak veya kaldırarak çözeceğimiz bir mesele değil. | TED | هذه ليست مشكلة يمكنا فرض ضرائب أو نخفض ضرائب لأجلها. |
| Şahsi bir mesele değil ama intikam meselesi, anlarsın değil mi? | Open Subtitles | لا تتدخّل يا صاح، لا ضغينة شخصيّة، إنّما انتقام بسيط، اتفهمني؟ |
| Evet, haklısın. Bu gülünecek bir mesele değil, Sammy. | Open Subtitles | أنت محق ليس أمراً مضحكاً ، (سامي) |
| Navid, büyük bir mesele değil tamam mı? | Open Subtitles | يا (نافيد) إنه ليس أمراً جللاً حسناً ؟ |
| Liz, çok büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | (إنه ليس أمراً مهماً يا (ليز |
| Ned, bu çok büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | نيد), إنها ليست صفقة كبيره) |
| Bu kişisel bir mesele değil, Bay Harvey. | Open Subtitles | هذه ليست مسألة شخصية سيد هارلي. |
| Tam olarak yasal bir mesele değil. | Open Subtitles | ليست مسألة قانونية في الحقيقة. |
| Haftaya tekrar gireceğim. Önemli bir mesele değil. | Open Subtitles | سأعيد الإختبار الأسبوع القادم إنها ليست مشكلة |
| Bu yüzden bana, bu büyük bir mesele değil deme ya da nasıl hissettiğimi anladığını söyleme çünkü anlamıyorsun. | Open Subtitles | فلا تقولي لي أنها ليست مشكلة كبيرة أو تفهمين الذي أشعر به لأنك لا تفهمينor that you understand how I feel because you don't. |
| Bu yaptığım sana biraz barbarlık olarak görünebilir ama inan bana kişisel bir mesele değil. | Open Subtitles | أعلم أن هذا قد يبدو همجيًّا قليلًا، لكنّي أعدك أنّه لا ضغينة شخصيّة. |