| Buraya ilk gelen polisler yakında bir yerde sığ bir mezar bulmuşlar. | Open Subtitles | أول ضباط في مكان الحادث لاحظت وجود قبر ضحل في مكان قريب. | 
| Boş bir mezar başında bana bir konuşma yapmıştın, ...hayatımızın temel taşlarıyla ilgili. | Open Subtitles | لقد ألقيت علىّ خطاباً على قبر فارغ ، يتعلق بالعناصر الأساسية في حياتنا | 
| Kuzey Sudan'da bir mezar taşına işlenmiş bir resim görüyorsunuz. | TED | ما ترونه هو صورة لحائط قبر في شمالي السودان. | 
| İçindeki adam gözlerini sana dikmişken bir mezar kazmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أن تحفر قبراً عندما يكون صاحبه ينظر إليك مباشرة | 
| Her arazinin bir mezar sakladığı bir ülke, milyonlarca insanın 20. yüzyılda sürüldüğü ya da öldürüldüğü bir yer. | TED | الارض حيث كل حقل يخفي قبرا حيث الملايين من الناس هجرو او قتلوا في القرن العشرين | 
| Woonan için bir mezar inşaa ettikten sonra, oden satmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | بعد أن نفرغ من قبر أونن بالطبع سأذهب إلى مطبخي | 
| Avlanmaktan bahsediyordum, aşkım ama başka bir fikrin varsa... sen, ben, manzaralı şirin bir mezar... | Open Subtitles | كنت أتحدث عن المتجر .حبي ولكن لو لديك أيّة أفكار أخري أنا وأنتِ في قبر دافئ بإطلالة | 
| Karanlığın gölgesi Zeytin Dağının bir ucundan diğer ucuna sanki tüm Osmanlı İmp.'luğunu içine alacak bir mezar gibi genişliyor ve derinleşiyordu. | Open Subtitles | عبر جبل الزيتون تتعمّق وتتوسّع ظلال المساء مثل قبر يمتص كلّ الإمبراطورية العثمانية | 
| Sanırım aç bir ayı tarafından bozulmuş sığ bir mezar arıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد بأننا نبحث عن قبر مسطح و الذي تم نبشه من قبل دبٍ جائع | 
| Benim tek gördüğüm boş bir mezar. Neden bunu doldurmuyorsun, seni işe yaramaz! | Open Subtitles | كل ما أراه هو قبر خال، لمَ لا تملؤه أيها الوغد الكسول؟ | 
| Dışarıda evin yakınında açık bir mezar var, tek yapmamız gereken oraya gidip, kafataslarını gömeceğiz ve bitecek. | Open Subtitles | هناك قبر مفتوح بالخارج , ما علينا فعله هو دفن الجماجم فيه كيف نفعل ذلك ؟ | 
| - Bu ünlü bir mezar. Ve ben büyük bir Val Kilmer hayranıyım. | Open Subtitles | لأنه قبر مشهور وأنا من عشاق الأشياء المعروفة | 
| Dinle. "Bizim buraya gelen ilk Avrupalılar olmadığımızı kanıtlayan bir İspanyol kadına ait bir mezar taşı bulduk. | Open Subtitles | إستمع رغم أنه لا يوجد تفسير أن أول الأوربيين القادمين إلى هنا أثبت أخيراً بإكتشاف شاهد قبر إسباني | 
| - Bunlar bittiğinde senin alacağın tek şey boğazı kesik bir ceset ve belirsiz bir mezar olacak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ستحصل عليه عند نهاية الأمر هو حنجرة و قبر غير مؤشر | 
| Eğer kırılırlarsa, sizin sonunuzda karanlık bir mezar olabilir. | Open Subtitles | الذين هم بجانبك اذا استسلمو سينتهي بك المطاف في قبر سطحي | 
| Ben hala hayattayken ismimin bir mezar tasina kazinmasini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يُحفر أسمي على شاهد قبر بما إنني لا أزال على قيد الحياة | 
| O oda, bir mezardı içinde yüzlerce ölü olan bir mezar. | Open Subtitles | الغرفة التي كنت فيها كانت قبراً مليئة بالمئات والمئات من الأموات | 
| Bu eski yapı onlar için mükemmel bir mezar oluyor. | Open Subtitles | إنه مكان قديم , لكنه رائع ليكون قبراً لهم | 
| Eski mezarlığın altında... Birçok bedenlerle dolu bir mezar görünüyor... | Open Subtitles | فى أسفل المقبرة القديمة ، ما يمكن أن يكون قبرا به الكثير من الجثث | 
| Sadece bir mezar yeri istiyorum ismim hiçbir yerde yazmasın. | Open Subtitles | الشواهد والمرثية لا يوضع شاهد القبر على قبري ولا ينقش اسمي على أي مكان | 
| Birkaç blok ötede toplu bir mezar var fakat bo ölüleri oraya taşıyacak gücümüz yok. | Open Subtitles | لدينا مقبرة جماعية على بعد بضعة مباني للغرب لكن لا يمكنني إهدار الرجال أو القوة لنقلهم بعد |