| Sana güvenmek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | الآن ليس لدي أي سبب كي أثق بكِ |
| Seni öldürmek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي سبب لقتلك. |
| O kadının söylediği bir şeye inanmak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أنا ما كان عندي سبب لإعتقاد أيّ شئ تلك الإمرأة قالت. |
| Eski halime dönsem bile, artık yaşamak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | حتى لو عدت لحالتي الطبيعية , ليس لدي سبب لأعيش |
| Sana yalan söylemek için bir nedenim yok dostum. | Open Subtitles | ليس لدي سبباً للكذب عليك , يا رجل |
| Çok kadınlar sik evlat. Sana yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | عاشر الكثير من النساء، لا سبب لدي لأكذب عليك |
| Oraya gitmek için herhangi bir nedenim yok. | Open Subtitles | .و لم أكن أملك سبباً يدعوني للذهاب إلى ذلك المكان |
| Tamam, tamam. Dinle, Bianca'yı korumak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، ليس لدي (أي سبب لأحمي (بيانكا |
| Yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي سبب لأكذب |
| Ama su anda adamı geri çevirmek için iyi bir nedenim yok. | Open Subtitles | لكني ما كان عندي سبب جيد لرفض المهمه الآن |
| Sinirli olmak için bir nedenim yok. Sınırlandırılmış değilim, yazgımdan dolayı hayal kırıklığı duymak için de çok gencim! | Open Subtitles | ليس لدي سبب لأقلق ,أنا لست مقيدة و أنا يافعة لأكون محبطة من نصيبي |
| Biz misafirlere bakacağız. Gel Rufus. Daha fazla kalmak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | ليس لدي سبب للبقاء هنا أطول مما بقيت |
| Ben... bir nedenim yok. | Open Subtitles | أنا ليس.. ليس لدي سبباً فحسب |
| ama seni de öldürmek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | لكن لا سبب لدي لقتلك |
| - Ah tatlım, seni kandırmak için bir nedenim yok. | Open Subtitles | -عزيزي، لا أملك سبباً لخداعك -مرّةً أخرى |