| Şimdi hep birlikte büyük, kolektif, derin bir nefes alalım. | TED | في الواقع، لماذا لا نأخذ معًا الآن نفساً عميقاً جماعياً. |
| Derin bir nefes alıp, bu poşete üflemenizi istiyorum sizden. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ نفساً واحداً عميقاً و تملأ هذا الكيس |
| Gemi bizi aşağı çekecek. Ben söyleyince derin bir nefes al. | Open Subtitles | السفينة ستغرقنا تحت المياه، فعليكِ أن تأخذي نفساً عميقاً عند إشارتي. |
| Misafirlerin yanına gitmeden önce, derin bir nefes alıp sakinleşmen gerekiyor ve geri alamayacağın bir şeyler söylememeye bak. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ نفسا عميقا وتبرد أعصابك قبل أن تذهبي هناك و تقولي شيئا لن تكوني قادرة على استرجاعه |
| Yavaşça derin bir nefes al ve solu, nefesin kalp atışlarınla eşleşmeli. | Open Subtitles | خذ نفسا عميقا وأخرجه ببطء يجب أن يتوافق تنفسك مع دقات قلبك |
| Senin sevgin büyüleyici bir nefes gibi. | Open Subtitles | "حبك مثل لمحة آسرة." |
| Çok üzgünsün, derin bir nefes al ve tekrar dene. | Open Subtitles | إنكِ غاضبة للغاية، لذا خُذي نفساً عميقاً و حاولي ثانيةً |
| Tepki vermeden önce derin bir nefes al ve ona kadar say. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ نفساً عميقاً وتعد للعشرة قبل أن تبدي ردة فعل |
| bir nefes daha almaman onun için çok iyi olabilirdi. | Open Subtitles | كانت لتكون بحال أفضل ان لم تأخذ نفساً آخر ابداً |
| 197 IQ'nu kullan. Derin bir nefes al ve sıfırla. | Open Subtitles | استخدم مُعدّل ذكاؤك البالغ 197، خُذ نفساً عميقاً، وأعد الضبط. |
| Sosyal bakımdan zor olmakla birlikte bunun basit bir yöntemi var esasen: derin bir nefes alın ve arkadaşınıza sorun. | TED | لكن هناك طريقة بسيطة، وإن كانت صعبة اجتماعياً، لتعرف كيف تبدو رائحة نفسك: خُذ نفساً عميقاً واسأل صديقاً لك. |
| Şimdi, yapmanı istediğim şey direkt olarak bana bakman, tamam mı, sadece burnundan derin bir nefes al, ve ağzından ver, ve rahatla. | TED | ممتاز أريدك أن تنظر إلي مباشرة خذ نفساً عميقاً عبر الأنف ودعه يخرج عبر الفم. استرخِ |
| Derin bir nefes al ve tut lütfen. | Open Subtitles | اسحب نفساً عميقاً، رجاءً، ولا تحرك ساكناً. |
| Şarabı bardağın içinde iyice çalkalarken, aynı zamanda derin ve uzun bir nefes alıyoruz. | Open Subtitles | وأثناء تدوير النبيذ بشدة داخل الكأس، نأخذ نفساً عميقاً. |
| Derin bir nefes aldım, 10 geriye doğru saydım ve adama dedim ki; | Open Subtitles | أخذت نفساً عميقاً وأحصيت عكسياً من عشرة. |
| Bak karsidan bi noktaya odaklan ve derin bir nefes al. | Open Subtitles | أنظر ، فقط إبحث عن نقطة في الأفق وخذ نفسا عميقاً |
| Şimdi derin bir nefes al ve bırak seni Gevşistan adındaki diyara götüreyim. | Open Subtitles | الآن أريدكَ أن تأخذ نفسا عميقاً و دعني آخذكَ إلى أرض أُسمّيها الاسترخاء |
| Derin bir nefes al. Tekrar dene. Bu sefer ne yaptın? | Open Subtitles | خذي نفسا عميقا حاولي مرة أخرى ماذا فعلت تلك المرة ؟ |
| Bir an durun ve bir nefes alın ve düşünün, o anda nasıl hissedersiniz? | TED | توقفوا للحظة فقط وخذوا نفسا وفكروا كيف تشعرون الآن؟ |
| Senin sevgin büyüleyici bir nefes gibi. | Open Subtitles | "حبك مثل لمحة آسرة." |
| D.E.A.'dekilere siz bunu sonuna kadar oynayana kadar derin bir nefes almalarını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبر إدارة مكافحة المخدرات أن تأخذ نفسًا عميقًا -حتى تلعبوا هذا. -شكرًا لك. |
| Şimdi söyleyeceğin şey zor bir şeymiş gibi derin bir nefes al. | Open Subtitles | الان خذى نفس عميقا، كما لو أن الشيء القادم صعب قوله |
| Lütfen oturun ve bir nefes alın. | Open Subtitles | بالحوم حول المريض من فضلكِ اجلسي و تنفسي |
| Derin bir nefes alalım ve Bonnie hazır olduğunda tekrar başlayabiliriz. | Open Subtitles | لنأخذ نفقسًا عميقًا ونبدأ مجددًا حين تغدو (بوني) مستعدّة. |
| Tek bir nefes onları 15 dakika idare edecektir. | Open Subtitles | نفس واحد سيكفيهم لخمس عشرة دقيقة |
| Derin, ferahlatıcı bir nefes al... ve ver. | Open Subtitles | خذي شهيقاً عميقاً مطهّراً للنفس... وزفير |
| Yetecek kadar derin bir nefes al gözlerin fırlayacak, ciğerlerin çökecek ve kendini çok kötü hissedeceksin. | Open Subtitles | خُذ نفساَ عميقاَ كافياَ عيناك سوف تخرج من مكانها , و سوف تنهار رئتاك وسوف تتغوّط على نفسك |
| bir nefes sigarayla. | Open Subtitles | نفخة واحدة فقط من سيجارة |