| 10 saniye içerisinde, konuyu acaba bir noktaya bağlayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستعبر عن وجهة نظر خلال 10 ثوان أم ماذا؟ |
| Üzgünüm, sonunda bu inanılmaz işi nerede yaptığına dair bir noktaya varıyor. | Open Subtitles | بعد سنوات من الهدر اخيرا وصلت الى نقطة حيث انجزت عملا رائعا |
| Belirli bir noktaya geldikten sonra yakalamak kaçınılmaz bir hale geliyor. | Open Subtitles | عندما تصل إلى نقطة متأكده ثم الأستيلاء على نوع الأمر المحتمل |
| Ve bir gün hoşnut olacağımız bir noktaya ulaşacağımızı, asla sorgulamadım. | TED | لم يسبق لي أن شكّكت في ذلك يوما ما، سنصل إلى مرحلة سنكون فيه راضين. |
| Kritik bağlantı noktası değişikliklerinde zamanda belirli bir noktaya sinyal yolluyor. | Open Subtitles | المنارة ترسل اشارة تصحيح لنقطة في الزمن كنقطة اتصال حقيقية للتغيير |
| Korkarım kendisini riske atacağı bir noktaya gelebilir. | Open Subtitles | أنا خائفة أن تصل لمرحلة تضع نفسها بالخطر |
| Ve kendi kendime "Evet, çok önemli bir noktaya parmak bastı." | TED | وفكرت ," فعلاً, ان لديه نقطة جيدة في هذا المجال." |
| İyi bir noktaya değindiniz Bay Vaughn. | Open Subtitles | تلك نقطة جيدة جدا، السّيد فوجن... |
| 360 rengi algılayabildiğim bir noktaya ulaştım, tıpkı insan görüşü gibi. | TED | لقد وصلت إلى النقطة التي أصبحت عندها قادراً على إدراك الـ 360 لونا، تماماً مثل باقي البشر. |
| Burada karakterin elleri boşlukta sabit bir noktaya tutunmuş ve karakter orada tutunmakta zorlanıyor. | TED | في هذه الحالة يدي الشخص تم تثبيتها في نقطة معينة في الفضاء ، و كل ما طلبنا من الشخص القيام به هو المقاومة |
| Evet, çok iyi bir noktaya parmak bastın, Joel üstelik bu operasyonun arkasındaki gücün ben olduğunu düşünmen çok hoş ama bu durumda bence ailene bir şey olmayacak. | Open Subtitles | صحيح, هذه نقطة مهمة جويل وأنا اقدر هذا, لكن انت تدرك بانني العضلات وراء هذه العملية، |
| Anlıyorum, Stanley. İyi bir noktaya değindin. | Open Subtitles | أنا أسمعك ستانلي , هذه ملاحظة عظيمة |
| Ama Chase, laboratuvar sonuçlarını okuyan bir doktor olarak önemli bir noktaya değindi. | Open Subtitles | لكن تشايس الطبيب الذي يستغرق وقتا فعليا لقراءة تقارير المختبر لديه وجهة نظر |
| İyi bir noktaya değindin. Sana söylemem uzun zaman aldı. | Open Subtitles | هذه وجهة نظر لا بأس بها إستغرقني الكثير لكي أخبرك |
| bir noktaya değinmek için ben de azıcık bir güç kullandım. | Open Subtitles | أنا عرضت قليلاً من القوة من أجل إيصال وجهة نظر |
| Daha sonra çözümleyebileceğimizden emin olmadığım bir noktaya geleceğiz anlıyor musun? | Open Subtitles | وسنصل الى نقطة حيث لا أعرف ما اذا كنا نستطيع إصلاحها |
| Ve şunu farkettiğimiz bir noktaya geldik, biz doktorlar olarak her şeyi bilemeyiz. | TED | ولقد وصلنا إلى نقطة حيث لقد أدركنا، كالاطباء، لا يمكننا أن نعرف كل شيء. |
| Konservasyon dünyasında kalıpların dışında düşünmek zorunda olduğumuz bir noktaya geldik. | TED | لقد وصلنا إلى نقطة في عالم الحفاظ على البيئة حيث علينا التفكير خارج الصندوق |
| Sonuçta hayatta her şeyi bilmem gerektiğini düşünmediğim... bir noktaya erişmiş olmam ne büyük bir şeref. | Open Subtitles | كم أنا محظوظ لوصولي إلى مرحلة في حياتي لا أضطر فيها إلى معرفة شيء |
| Yakınındaki biri avantajı eline geçiriyor, ve seni güçsüz bir noktaya getiriyor. | Open Subtitles | شخص ما أصبح قريب جدا لكى يأخذ الفائدة ويعرضك لنقطة الضعف |
| Ve sonra steroidleri gerçekten denediğim bir noktaya geldim. | Open Subtitles | ولكني بعدها وصلت لمرحلة جربت السترويد بالفعل |
| İyi bir noktaya değindi. | Open Subtitles | البروفيسور لديه نقطة جيده |
| Doğru bir noktaya parmak bastın. | Open Subtitles | حسنٌ,تلك نقطة جيدة |
| Kar mağarası kazmamız ve sığınak yapmamız gereken bir noktaya gelmiştik. | Open Subtitles | كانت النقطة التي يجب عندها حفر خندق ثلجى و الأحتماء |
| Normal bir aynada ışık ışınları yüzeye çarpıp döner, ki bu harika bir şey, aynı anda belli bir noktaya odaklanırlar. | TED | إن طريقة عمل مرآة عادية هي أن أشعة الضوء تنعكس من على السطح، وهذا ممتاز، ثم تجتمع في نقطة معينة في نفس الوقت. |
| Ciddi bir noktaya değinmek istiyorum. | Open Subtitles | أن أحاول أن أوضح نقطة مهمة هنا |
| İyi bir noktaya değindin... | Open Subtitles | هذه ملاحظة جيدة.. |
| Sadece basit bir noktaya değinmek istemiştim. | Open Subtitles | فقط أحب أن أوضح نقطة صغيرة |
| Hedeflerine ulaştığında öyle bir noktaya varıyorsun ki hala tatmin olmadığını fark ediyorsun. | Open Subtitles | هناك نقطة مؤكدة عندما أنجزت أهدافك تدرك بأنك ما زلت غير راضيا |
| On yıl çok çalışıp bir noktaya geldim ve artık çalışmak istemediğimi anladım. | Open Subtitles | أنا أبيع منذ عشرة أعوام. أخيراً وصلت إلى نقطة هامة في حياتي، قلت... "لا أريد أن أقوم بكل هذا العمل" |