| Evet, ama eğer yeni bir ortak istiyorsan, ...şimdi muhtemelen tam zamanı. | Open Subtitles | واذا كنت تودين البحث عن شريك اخر.. على الأرجح انه الوقت المناسب |
| Evet, ama eğer yeni bir ortak istiyorsan, ...şimdi muhtemelen tam zamanı. | Open Subtitles | واذا كنت تودين البحث عن شريك اخر.. على الأرجح انه الوقت المناسب |
| Ölümü karşılarken çok cesurdun. Senin gerçek bir ortak olacağını biliyordum. | Open Subtitles | ،كنت شجاعة في وجه الموت كنت أعرف أنك ستكونين شريكة حقيقية |
| Başkan'ı buraya davet ederken bir ortak edinme umudum vardı. | Open Subtitles | عندما دعوت الرئيس إلى هنا كنت أنوي العثور على شريك |
| Bu oyunda, kafanı kullanır ve bir ortak bulursan yüzde yüz kazanırsın. | Open Subtitles | في هذه اللعبه ، لو استخدمت رأسك ووجدت الشريك الصحيح لن تخسر |
| 5 ölü adamın da tek bir ortak satıcısı varmış. | Open Subtitles | تبين أن كل الضحايا الخمسة كان لديهم بائع واحد مشترك |
| Daha iyi bir ortak bulamam. Artık bulmama gerek yok. | Open Subtitles | أنا لن أجد شريكا أفضل والآن لا يجب علي ذلك |
| İki gözden fazlasına ihtiyacın var bir ortak mesela. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك أكثر من عينين أنتَ تحتاج إلى شريك |
| İkinizin de stratejik bir ortak bulmayı düşünmenizi rica ederim | Open Subtitles | أريد من كلاكما النظر في التحالف مع شريك استراتيجي |
| Senin söylediğin şey bu değil. artık sessiz kalacak bir ortak yok. | Open Subtitles | هذا ليس ما قلته لا مزيد من الشركاء الصامتين |
| ..uzun bir yol katetmek istiyorsan bir ortak bul | Open Subtitles | لذلك انصحك بالبحث عن شريك جيد ستكون قادر على اللعب أكثر |
| Güvenebileceğim bir ortak arıyorum | Open Subtitles | أبحث عن شريك شخص يمكنني الوثوق به . انت تعلم ذلك |
| Demek söylentiler doğru, yanına yeni bir ortak aldın ? | Open Subtitles | اذاً الإشاعات صحيحة فقد أحضرت معك شريكة جديدة |
| Evet, şu anda bir ortak olduğunu biliyorum Alicia, ama bu zekice bir hareket. | Open Subtitles | نعم، أعلم أنكِ شريكة الآن يا أليشا ولكنها خطوة ذكية |
| Eğer böyle polislik yapacaksan, yeni bir ortak istiyorum. | Open Subtitles | إن كانت هذه طريقة أدائكَ كرجل شرطة فأرغب بالحصول على شريك جديد |
| Hâlâ işteysen kendine yeni bir ortak bul. | Open Subtitles | لو كنت ما تزال بالعمل فسوف تحصل على شريك جديد |
| Mükemmel bir ortak ve aynı zamanda öldürülemez. | Open Subtitles | انه الشريك المثالي لا يمكنه الموت على أيّ حال انت تعرف هذا |
| Bunu yapmak için, beş stratejik zorunluluğa odaklanmamız gerekiyor ve bunların bir ortak noktaları var: İnsanı öne koymak. | TED | وللقيام بهذا يجب علينا التركيز على خمس ضرورات استراتيجية وكلها تتضمن شيء واحد مشترك منح الأولوية للناس. |
| Öyle bir kadın ki... erkeğine cevapları bulmada yardım eden... mükemmel bir ortak... ve harika bir eş ve anne. | Open Subtitles | إنها نوع من النساء الذى يساعد الرجل على معرفة الإجابات وأنهاستصبح شريكا رائعا فى حياتك |
| Şu anda kendime yeni bir ortak arıyorum. | Open Subtitles | في تلك اللحظة أجد نفسي بحاجة إلى شريك جديد |
| İşe geri döndünüz ve size bir ortak verdiler. | Open Subtitles | أفهم أنّك عُدت إلى العمل وجعلوك تعمل مع شريك |
| Şayet öyle yapmazsak nasıl bir ortak oluruz ki? | Open Subtitles | وأيّ نوع من الشركاء سنكون إذا لمْ نفعل؟ |
| Birbirinizle eşleşmeniz için en az bir ortak ilgi alanınızın olması lazım. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك على الأقل شيء واحد مُشترك لكي يتم التطابق |
| Büyürken Whoopi Goldberg, Roseanne Barr, Ellen gibileri izlerdim ve bunların bir ortak noktası vardı, komedyenlerdi. | TED | ترعرعت و أنا أشاهد ووبي غولدبرغ، وروزان بار وإلين، وكانت هذه النساء تتقاسم شيئا مشتركا واحدا: كنّ ممثلات كوميديات. |
| Bu hikâyeler birbirinden oldukça farklıydı ama hepsinin tek bir ortak noktası vardı: Bir çocuğa duyulan özlemin ve arayışın hikâyesiydi. | TED | وكانت هذه القصص متنوعة للغاية، لكنهم جميعًا يشتركون في شيء واحد: وهو حكاية شوقهم لطفل والسعي لهذا الطفل. |
| Tamam, herhangi bir ortak payda beyin ve kalp arasında ? | Open Subtitles | حسنا ,ما هو القاسم المشترك بين القلب و العقل؟ |
| Bak, eğer benimle aynı fikirde değilsen memnuniyetle bütün hisseleri satın alıp, ...başka bir ortak bulabilirim. | Open Subtitles | ليس لدي أي مشكلة في العثور شريك آخر إذا كنت لا توافق على خياراتي. |