| Bu gece için özür dilerim. Dünya çapında bir pislik olduğumu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | آسفة بخصوص الدراما هذه الليلة، لا بد أنكِ تظنين أنني وغد راقٍ |
| Senin gibi bir pislik için çalışmayacağım için şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظ لأنى لن أضطر لأن أسمع أوامر وغد مثلك |
| Ben bir pislik parçasıyım, çünkü yardım etmene bir yol bulamıyorum mu demek? | Open Subtitles | أتظنينني وغداً لأني لا أجد طريقة لتساعديني؟ |
| Dayanamıyorum! Yüzeysel ve megaloman bir pislik oldu biliyorum. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة، أعلم أنه أصبح شخصاً سطحياً و وغداً |
| Özür dilemek istiyorum. Dün tam bir pislik gibi davrandım. | Open Subtitles | أريد الاعتذار، كنت حقيراً البارحة بكل ما للكلمة من معنى |
| Esas karakterin kendini beğenmiş bir pislik olduğunu ve milyon yıl geçse bile hiçbir kadının onunla yatmayacağını söylemiştim. | Open Subtitles | قلت إن الشخصية الرئيسية كان أحمقاً متفاخراً بنفسه لا يوجد امرأة خلال مليون سنة في الواقع قد تنام معه |
| Kinci, adi bir pislik olduğum için mi şüpheliyim? | Open Subtitles | أنا مشتبه بي لأني وغد منتقم مثير للشفقة؟ |
| Eminim onlar da bir çözümleme analizi yapmış ve bir pislik olduğuma kanaat getirmişlerdir. | Open Subtitles | أنا أكيدٌ أنّهم أجروا تحليلاً بدائياً لي وتوصّلوا إلى أنّني وغد |
| Kaba bir pislik olduğunu düşünmesi ne büyük bir tesadüf. | Open Subtitles | إنّها مصادفة جامحة أن تتصّور أنّك وغد وقح |
| Biliyorsunuz o böyle bir pislik ama icabına bakmak için bana ihtiyacınız olursa, icabına bakarım. | Open Subtitles | أتعرفين ، إنه وغد إلى حد ما ولكن لو كنتي تريدينني أن أقتله ، سأفعل |
| Ben zengin kaldığım müddetçe beni basında istediğin kadar zengin bir pislik olarak afişe edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ وصفي في الصحافة بأنّني وغد ثري كما تشائين طالما أنّني سأبقى ثرياً |
| Acınacak bir pislik olduğunu ve senden nefret ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالت أنك وغد مثير للشفقه و أنها تكرهك |
| Konu ben olunca, asla bana destek olmayan bir pislik oldunuz. | Open Subtitles | معي، لم تكن أي شيء إلا وغداً لا يقدم الدعم |
| Babanın acımasız, iğrenç bir pislik olduğunu söyledi. | Open Subtitles | على كل حال أخبرني أن أباك كان وغداً لئيماً شريراً |
| bir pislik olduğumu biliyordum. Umarım beni bağışlamışsındır. | Open Subtitles | أعرف أنني كنتُ وغداً ليتني أكفِّر عمّا فعلتُ |
| Bende senin bir pislik olduğunu hatırlıyorum ama sen değilmiş gibi davranmadın. | Open Subtitles | اتذكر عندما كنت معتاداً ان تكون حقيراً لكنك لم تتظاهر بكونك غير ذلك |
| Saygı duyduğu tek şey bir pislik olmaktır. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يجعله كاهناً هو كونه أحمقاً |
| O, küçük bir pislik, biliyor musun? | Open Subtitles | هو مثل شيء قذر ، أتعلم ذلك ؟ |
| Tam bir pislik. Ben en iyi kod yazarıyım ama bana yokmuşum gibi davranıyor ve söylediğim her şeyi göz ardı ediyor. | Open Subtitles | إنه حقير حقيقي، أنا أفضل المبرمجين لديه وهو يعاملني وكأنني غير موجودة |
| Bir gecelik ilişki sonrası seni dünyaya getirdikten sonra aslında senin gerçekte nasıl bir pislik olduğunu anladığında kimsesizler yurduna şutlayan posası çıkmış bir orta malıymış. | Open Subtitles | انها فقط بعض الخبث القديم الذي يملكك ليلة واحد واقف , القاك في دار الرعاية عندما ادركت ماهو الى نذل , كنت علية |
| Etrafındaki herkese ve herşeye mutsuzluk getiren sadece kendini düşünüp, insanları kullanan bencil bir pislik. | Open Subtitles | كان علي أن أكون متلاعب ، أناني وغدٌ متكبر جلب التعاسة لكل شيء ولكل شخص |
| Ve şunu bilsen çok iyi olurdu abini seviyorum ama bazen bir pislik olabiliyor. | Open Subtitles | كان يجب أن أتصرف أحسن لأن الحقيقة أني أحب أخوكي لكن قد يتصرف بحماقة أحيانا |
| - O tarz bir pislik. - Kurtçuklar bile çeşitli şekillerde olur. | Open Subtitles | ـ حُثالة كهذا ـ حتى اليرقات تأتي في أشكال وأحجام |